İngiltere ve Danimarka’nın ardından Türkiye’de de koronavirus tedbirlerinin gevşetilmesine Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları (KLİMİK) Derneği’nden itiraz geldi. KLİMİK Başkanı ve Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Serap Şimşek-Yavuz, ‘’Pandeminin bitip bitmediğini belirleyen kurum Dünya Sağlık Örgütü’dür, DSÖ, pandemi bitmedi diyor’’ dedi. İnfeksiyon uzmanlarının ortak görüşü ise ‘’Pandeminin devam etmesi demek, halen olağanüstü infeksiyon ve ölüm var demektir’’ şeklinde ifade edildi.
Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları (KLİMİK) Derneği Başkanı ve Sağlık Bakanlığı Koronavirus Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Serap Şimşek-Yavuz ile Afyon Sağlık Bilimleri Üniversitesi Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Neşe Demirtürk, pandemiye ilişkin önemli uyarılarda bulundu.
“SALGININ BAŞINDAN BERİ EN YÜKSEK VAKA SAYILARINA ULAŞTIK”
Prof. Dr. Serap Şimşek-Yavuz, pandemide Kasım 2021’den beri yaşanan omikron varyantına dikkat çekerek “Omikronun etkili olduğu son 3.5 aylık zaman diliminde vaka sayıları salgının başından beri kaydedilen sayıyı neredeyse ikiye katladı. Bu durum, omikron varyantının şu ana kadar en çabuk ve en kolay bulaşan varyant olmasından kaynaklandı. Deltaya kıyasla daha az ölümcül olmasına rağmen, toplam vaka sayısının çok artmış olması nedeniyle ölüm sayıları da birçok ülkede, önceki dalgalarda görülen en yüksek ölüm sayılarına yaklaştı. Bazı ülkelerde ise bu sayıları bile aştı. Bununa birlikte hatırlatma dozları dahil yüksek oranda aşılanmış toplumlarda ise son derece düşük ölüm oranları gözlendi” dedi.
“TAM BİR FELAKET YAŞANDI”
Hong-Kong gibi hem yeterince aşı yapılmamış, hem de ilk dalgalardan çok etkilenmemiş toplumlarda aşırı artan vaka ve ölüm sayılarıyla tam bir felaket yaşandığına dikkat çeken Prof. Dr. Yavuz, “Genel olarak pandemiden ve omikrondan en az zarar görenler ise, aşılama dönemi dahil tüm süreçte çok sıkı mesafe, maske, izolasyon, karantina, hareketin azaltılması gibi önlemleri uygulayan, aşı çıktıktan sonra da toplumun yüzde 85’ini aşılayıp, özellikle risk gruplarında olmak üzere hatırlatma dozlarını da yapan Yeni Zelanda gibi ülkeler oldu” dedi.
“ÜLKEMİZDE HEM VAKA HEM DE ÖLÜM SAYILARI ÇOK YÜKSEK”
Prof. Dr. Yavuz, “Ülkemizde ise şu anda hem vaka sayısı, hem ölüm sayıları, hem de test pozitiflik oranları yüksek seyrediyor. Bunun en önemli nedenleri, Delta dalgasından itibaren aşı dışı önlemlerin çok azaltılmış olması, aşılamada ise hem ilk serilerde, hem de hatırlatma dozlarında istenilen seviyelere ulaşılamamış olması, ek olarak omikron için yeterince etkili olmayan inaktif aşıları yaptırmış çok sayıda kişinin bulunmasıdır. Bu nedenle şu anda yapılması gereken, öncelikle yaşlı ve riskli gruplarda olmak üzere mRNA aşılarıyla primer aşılama ve hatırlatma dozlarını tamamlamak, çocuklarda hızla aşıyı gündeme almaktır” diye konuştu.
“HES KODU UYGULAMASI DEVAM ETMELİ”
Pandeminin geleceği konusunda şu anda ancak, bilimsel verilere dayalı senaryolar oluşturabileceğini belirten Prof. Dr. Yavuz, şu bilgileri verdi:
“Var olan senaryolardan en olumlusu, omikronun etkisini azaltmasıyla, ilkbaharda vakaların düşeceği, yazın çok az vaka görüleceği, sonbaharda ise omikrondan daha az vaka sayısına yol açacak bir dalga yaşanabileceğidir. Ancak bu olumlu senaryonun gerçekleşmesi yeni bir varyantın ortaya çıkmamasına bağlıdır. Ne yazık ki şu anda zengin ülkelerde en az bir doz Kovid-19 aşısı oranı yüzde 80’e ulaşmışken, düşük gelirli ülkelerde bu oran sadece yüzde 20’dir. Bizde ise ne aşılamada, ne de hatırlatma dozlarında istenen, gereken oranlar henüz sağlanamadı. Mesafe, kalabalıkların azaltılması gibi önlemler ise ülkemizde Delta dalgasının başlangıcından itibaren önemli ölçüde azaltılmıştı. Bu nedenle hem Delta’da, hem de omikronda çok fazla sayıda vaka ve ölüm görüldü. Şu anda salgın hem ülkemizde, hem de dünyada halen devam ediyor, dolayısıyla sözünü ettiğimiz önlemlerin daha da azaltılmasını biz önermiyoruz, önermedik, Dernek olarak da bunu sürekli dile getirdik. Ek olarak HES kodunun kaldırılması da hasta kişinin izolasyonunun sağlanmasını çok zorlaştırarak infeksiyonun yayılımına katkı sağlayabilir. Mevcut durumda bireysel önlemler çok önemli hale geldi. Vatandaşlarımızın aşılarını ve hatırlatma dozlarını olmasını, kapalı veya mesafenin korunamadığı kalabalık ortamlarda maske kullanımına devam etmesini öneriyoruz.”
“DSÖ PANDEMİ BİTMEDİ DİYOR”
Pandeminin bitip bitmediğine karar verebilecek olan kurumun “ellerinde yeterli veri, deneyim ve bilgi olması nedeniyle” Dünya Sağlık Örgütü olduğunu belirten Prof. Dr. Yavuz, sözlerini şöyle noktaladı: “DSÖ pandemi bitmedi diyor. Bu da halen olağanüstü bir infeksiyon ve ölüm var demektir. İnsanların sıkılmış olması, bu gerçeği değiştirmez.”
“HATIRLATMA DOZUNDA YÜZDE 42’DE KALDIK”
Kongre Başkanı Prof. Dr. Neşe Demirtürk ise omikron varyantının Delta varyantına göre daha hafif seyirli olduğuna değinerek “Alt solunum yollarına göre, üst solunum yollarında daha çabuk ve daha yüksek oranda çoğalabildiğini gösteren çalışmalar var. Ancak tamamen hafif atlatılan bir hastalık da yapmıyor, özellikle yaşlılar ve risk grubu kişilerde, bir de bu kişiler aşısızsa, ciddi seyirli hastalığa ve ölüme neden olabiliyor. Diyabet, hipertansiyon gibi kronik hastalığı olanlar, obezler ve bağışıklığı baskılanmış olanlar salgının başından beri risk altındaydı. Bu kişiler için omikron varyantı hala öldürücü olabiliyor. Zaten son dönemde hastaneye yatan hastaların büyük çoğunluğu aşısız ve eşlik eden risk faktörü olan hastalar. Ölümler de bu grupta görülüyor. Vaka sayısının 2022 başından bu yana pandemideki en yüksek düzeye ulaşması, omikronun çok bulaşıcı olması ile ilgili. Artan bu sayıya paralel olarak riskli hastalar yine hastaneye yatıyor ve ne yazık ki yine yaşamlarını kaybedebiliyor. Türkiye’de hatırlatma dozu oranı yüzde 42’de kaldı. İki doz aşı olanlar nasıl olsa aşı oldum diye bakıyor. ’Hatırlatma dozu olun’ uyarılarına aldırmıyor” şeklinde konuştu.