The Lancet Infectious Diseases dergisinde 12 Nisan 2021’de yayımlanan bir çalışmaya göre, bulaşıcılığı artmış olsa da, İngiliz varyantı olarak bilinen B.1.1.7 varyantıyla şiddetli COVID-19 arasında bir ilişki tespit edilmedi.
University College London’dan araştırmacılar, B.1.1.7 varyantıyla şiddetli hastalık arasındaki ilişkileri araştırmak üzere 2020’nin kış aylarında COVID-19 nedeniyle hastaneye başvuran hastalardan alınan örnekleri analiz ettiler. Sekanslanmış 341 örneğin %58’inde B.1.1.7 varyantına bağlı infeksiyon tespit edildi. B.1.1.7 numunelerindeki viral yük B.1.1.7 olmayan numunelere göre daha yüksek bulundu, bu da B.1.1.7’nin bulaşıcılığının arttığına dair kanıtları destekliyor. Bununla birlikte, düzeltilmemiş prevalans oranına (PR, 0,97;% 95 CI 0,72 ila 1,31) ve hastane, cinsiyet, yaş, komorbiditeler ve etnik kökene göre düzeltilmiş prevalans oranına (düzeltilmiş PR 1.02; 0.76 ila 1.38) göre varyant ve şiddetli hastalık arasında bir ilişki bulunamadı.
The Lancet Public Health dergisinde yayımlanan bir diğer çalışma da, SARS-CoV-2’nin B.1.1.7 varyantının semptomlar ve reinfeksiyon oranı açısından bir değişiklik yaratmadığını buldu.
King’s College London’dan araştırmacılar, SARS-CoV-2 B.1.1.7 varyantına bağlı infeksiyon oranıyla bildirilen semptomlar, hastalığın seyri, yeniden infeksiyon oranları ve bulaşıcılık arasındaki ilişkileri inceleyen ekolojik bir çalışma yürüttüler. Semptomlarla ilgili veriler, Eylül ve Aralık 2020 arasında pozitif COVID testi bildiren COVID Belirti Çalışması uygulaması kullanıcılarından elde edildi. Çalışma süresi boyunca, 36 bin 920 uygulama kullanıcısı pozitif test bildirdi. B.1.1.7 varyantı ile bildirilen semptomlar veya hastalık süresi arasında hiçbir ilişki bulunamadı. Çalışmada, B.1.1.7 varyantına bağlı reinfeksiyonun daha yüksek olduğunu gösteren hiçbir kanıta rastlanmadı. Bu durum da aşıların bu varyanta karşı etkili olmaya devam edebileceğini gösteriyor.