ABD’de K-12 düzeyinde 17 okulda COVID-19 bulaşıyla ilgili yürütülen bir çalışmanın sonuçları, yüz yüze eğitimin çocuklar için genel toplum içinde karşılaştıkları durumlardan daha riskli olmayabileceğini gösterdi.
Okullarda COVID-19 bulaşıyla ilgili bir çalışma, anaokulundan 12. sınıfa kadar salgınları analiz etti. Araştırmacılar, Wisconsin’deki 17 okuldan 4876 öğrenci ve 654 personele ait verileri, topladı ve 31 Ağustos-29 Kasım 2020 tarihleri arasında okulla ilişkili COVID-19 olgu oranlarıyla çevre toplumdaki olgu oranlarını karşılaştırdı.
Çocukların yaklaşık %12’si okula sanal olarak devam ederken, geri kalanları yüz yüze eğitime devam etti. İnfeksiyon hafifletme önlemleri, öğrencilerin ve personelin maske takmasını, sosyal mesafenin korunmasını, sınıflarda oturma düzenlerinin değiştirilmesini içeriyordu ve öğrencilerin maske takmaya uyumlarının % 92.1 ile % 97.4 arasında değiştiği gözlemlendi.
Çalışmanın yapıldığı dönemde, öğrenciler ve personel arasındaki COVID-19 olgu oranları (100 000 kişide 3453 olgu), il genelindekilerden (100 000’de 5466) daha düşüktü. Öğrenciler arasında görülen olguların %5’inin okul kaynaklı olduğu görülürken, personellere ait hiçbir olgu okul içi bulaşmayla bağlantılı değildi.
Yazarlar, bulaşı azaltma stratejileri sayesinde yüz yüze eğitimin çocuklarda genel toplulukta deneyimlediklerinden daha yüksek risk oluşturmayabileceği sonucuna varmışlar.
