28 Temmuz 2020
KRONİK VİRAL HEPATİTLER ÖNLENEBİLİR VE TEDAVİ EDİLEBİLİR HASTALIKLARDIR.
PANDEMİDE VİRAL HEPATİTLERİ UNUTMAYALIM!
Dünyada her yıl yaklaşık 1 milyondan fazla kişi viral hepatitlere bağlı siroz ve karaciğer kanseri nedeni ile yaşamını yitirmektedir. Ülkemizde de kronik hepatit B ve C infeksiyonları karaciğer transplantasyonlarının en sık nedenini oluşturmaktadır. Günümüz koşullarında, hepatit B için etkin bir aşının varlığı, kronik hepatit C infeksiyonu için ise tam kür sağlayan etkin bir tedavinin varlığı bu hastalıkların kontrol altına alınabilmesi konusunda elimizi güçlendiren iki önemli silahtır. Ancak ne yazık ki tüm dünyada viral hepatiti olan 325 milyon insandan neredeyse 300 milyonu hepatit B veya hepatit C olduğunun farkında değildir. Ülkemizde de çoğu henüz tanı almamış 3,5 milyon hepatit B hastası, 750 bin hepatit C hastası olduğu tahmin edilmektedir. Bu nedenle viral hepatitli hastaların tespiti ve tedavisi viral hapatitlerle savaşta kilit noktayı oluşturmaktadır.
Viral hepatit yapan etkenler, ayrıntılı olarak tanımlanmış olan tanı testleri ile kolaylıkla saptanabilmektedir. Böylece viral hepatit olgulara kolayca ve güvenilir bir şekilde tanı konulabilmektedir. Ancak kronik viral hepatitler, hastaları hekime getirecek kadar ağır semptomlara yol açmadıkları için hastalar genellikle tesadüfen saptanmaktadır. Bu durum da birçok hastanın hastalığının farkında olmadan yaşamını sürdürmesine neden olmaktadır.
Dünya Sağlık Örgütü viral hepatitlerin azaltılması için, 2016 yılında 194 ülkenin katılımıyla 2016-2021 yılları arasında uygulanacak olan bir eliminasyon programı başlattı. Bu programın hedefi 2030 yılına kadar viral hepatitlere bağlı ölümlerin %65, yeni olgu sayısının ise %90 azaltılması olarak belirlendi. Bu hedefe ulaşmak için DSÖ tarafından öncelenen konular; infantlarda HBV aşılaması, HBV taşıyıcısı annelerden bebeklere geçişin engellenmesi, güvenli kan transfüzyonları, güvenli enjeksiyonlar, damar içi ilaç kullanıcılarında enjektör paylaşımının engellenmesi, kronik HBV ve HCV hastalarının tanı ve tedaviye ulaşımının sağlanması olarak seçildi. Belirlenen hedeflere ulaşmak için öncelikle hem sağlık çalışanları hem de toplumda viral hepatitlerle ilgili farkındalığın arttırılması ve risk gruplarının belirlenerek bu kişilerde tarama çalışmalarının yapılması özellikle önem taşımaktadır.
28 Temmuz viral hepatitlerle ilgili farkındalığın arttırılması için Dünya Hepatit Günü olarak belirlenmiştir. Bugün aracılığı ile viral hepatitler konusunda toplumun eğitimine daha fazla yer verilmesi, ulusal taramaların artırılması ve toplumun bu taramalara katılmasının sağlanması amaçlanmaktadır. DSÖ’nün viral hepatit eliminasyon hedeflerine ulaşabilmek için ülkemizde de Sağlık Bakanlığı tarafından geçtiğimiz yıl, 2018-2023 yılları arasını hedefleyen “TÜRKİYE VİRAL HEPATİT ÖNLEME VE KONTROL PROGRAMI” yayınlanmıştır. Bu program çerçevesinde; toplumun viral hepatitlerin bulaş yolları ve korunma konularında bilgilendirilmesi, yüksek riskli grupların tanımlanması ve bu kişilerde viral hepatit taramalarının gerçekleştirilmesi, ülkemizdeki gerçek hasta sayısının belirlenmesi için surveyansın etkin şekilde yapılması, hastaların tespiti sonrası tedavi için doğru yönlendirilmelerinin sağlanması amaçlanmaktadır. Tüm bu hedeflerin gerçekleştirilmesi için konu ile ilgili tüm sağlık birimlerinin koordine çalışması büyük önem taşımaktadır.
2020 yılı COVID19 pandemisinin tüm dünyayı derinden etkilediği bir yıl oldu. Ve ne yazık ki görünen o ki pandemi savaşımız uzun bir süre daha devam edecek. Bu süreçte diğer kronik hastalıklar gibi kronik viral hepatitler de varlığını sürdürecek. Sadece pandemi odaklı yaşamaya başladığımızda tedaviye ihtiyacı olan diğer hastaların ihmal edilme olasılığı doğuyor. Unutmayalım, ilerleyen kronik viral hepatitler karaciğer kanserine yol açarak önemli bir mortalite nedeni olabilir. Bu nedenle bu yıl Dünya Hepatit Günü’nde amacımız hekimlerin ve toplumun viral hepatitler konusundaki farkındalığını yeniden ortaya çıkarmak oldu. Hasta kişilere yüksek oranlarda ulaşılabilmesi, hepatit eliminasyonunun anahtar noktasıdır. DSÖ, eğer dünya genelinde tanı oranlarında kitlesel bir artışa gidilemez ise tedavi oranlarının düşeceği, infeksiyon oranlarının yükseleceği ve 2030 yılına dek dünya genelinde hepatitleri yok etme fırsatının kaybedileceğini bildirmektedir. Bu fırsatı pandeminin bizlere kaybettirmesine izin vermeden,SARSCoV2 ‘den korunmak için alınması gereken önlemlere uyarak kronik viral hepatitli hastalarımızın tanı ve tedaviye ulaşmalarına yardımcı olmamız gerekiyor. KLİMİK Derneği Viral Hepatit Çalışma Grubu olarak 28 temmuz 2020 Dünya hepatit gününde, bireysel ve toplumsal düzeyde tanı testlerinin yapılması ve hastaların tedaviye yönlendirilmesi konusunun önemini tekrar hatırlatmak istedik. Hastaları saptamak için riskli gruplarda hepatit taramaları yapmalıyız. Riskli gruplar;
Hepatit C için;
- HCV’nin taranmaya başlanmasından önce (1996) kan ve kan ürünleri almış ya da organ nakli yapılmış kişiler
- Halen ya da eskiden damariçi madde ve intranazal kokain bağımlısı olanlar
- HCV-pozitif kanla temas eden sağlık çalışanları
- HIV-pozitif olanlar
- Karaciğer testlerinde açıklanamayan anormallikleri (ya da karaciğer hastalığı) olanlar
- HCV-pozitif anneden doğan çocuklar
- Uzun süredir hemodiyalize girenler
- HCV-pozitif kişilerin şu andaki cinsel partnerleri
Hepatit B için;
- HBsAg-pozitif kişilerle aynı evde yaşayanlar ve cinsel partnerleri
- Yüksek veya orta düzey HBV prevalansı olan bölgede doğanlar
- Anne ve babası yüksek HBV endemisi olan bölgede doğmuş olan ve bebeklikte aşılanmamış kişiler
- HBsAg-pozitif kişilerle aynı evde yaşayanlar ve cinsel partnerleri
- Damar içi ilaç kullananlar
- Birden fazla cinsel partneri olan veya cinsel yolla bulaşan bir hastalık öyküsü olanlar
- Cezaevinde kalan tutuklular
- ALT ve AST düzeyleri kronik olarak yüksek kişiler
- HCV ya da HIV ile enfekte kişiler
- Hemodiyaliz hastaları
şeklinde özetlenebilir.
DSÖ’nün 2030 yılına kadar hepatitleri yok etme stratejisini, 2016 yılında 194 ülke benimsemiş olsa da şu ana kadar çok az ülke bu hedefe ulaşmak için gerekli ulusal düzenlemeleri yapmıştır. Ülkemizde Sağlık Bakanlığı tarafından yayınlanan “TÜRKİYE VİRAL HEPATİT ÖNLEME VE KONTROL PROGRAMI” da ancak gerçek yaşama aktarılabildiği ölçüde başarılı olacaktır. Bu konuda viral hepatit tanı ve tedavisi ile uğraşan tüm hekimlere çok önemli görevler düşmekte.
KLİMİK Derneği Viral Hepatit Çalışma Grubu, üç yüze yakın hekim üyesiyle kurulduğu 2011 yılından bu yana yeni olgu sayısının azaltılması, özellikle hepatit B ve C infeksiyonu olan hastaların tanı almasının sağlanması, bu hastaların tedaviye ulaşabilmesi konularında aktif çalışmalarını sürdürmektedir. Dünya Sağlık Örgütü hepatit eliminasyon hedeflerine ulaşılması için KLİMİK çatısı altında çalışmalarını giderek artan bir ivme yürüten VHÇG olarak, 2020 Dünya hepatit gününde de bireysel çabanın önemini vurgulamak, hastaların bulunması ve toplumun farkındalığının arttırılması konusunda COVID19 pandemi koşullarında hep birlikte azami düzeyde çalışmanın gerekliliğini hatırlatmak isteriz.
KLİMİK Derneği Viral Hepatit Çalışma Grubu (VHÇG)
KRONİK VİRAL HEPATİTLER ÖNLENEBİLİR VE TEDAVİ EDİLEBİLİR HASTALIKLARDIR.
PANDEMİDE VİRAL HEPATİTLERİ UNUTMAYALIM!
Dünyada her yıl yaklaşık 1 milyondan fazla kişi viral hepatitlere bağlı siroz ve karaciğer kanseri nedeni ile yaşamını yitirmektedir. Ülkemizde de kronik hepatit B ve C infeksiyonları karaciğer transplantasyonlarının en sık nedenini oluşturmaktadır. Günümüz koşullarında, hepatit B için etkin bir aşının varlığı, kronik hepatit C infeksiyonu için ise tam kür sağlayan etkin bir tedavinin varlığı bu hastalıkların kontrol altına alınabilmesi konusunda elimizi güçlendiren iki önemli silahtır. Ancak ne yazık ki tüm dünyada viral hepatiti olan 325 milyon insandan neredeyse 300 milyonu hepatit B veya hepatit C olduğunun farkında değildir. Ülkemizde de çoğu henüz tanı almamış 3,5 milyon hepatit B hastası, 750 bin hepatit C hastası olduğu tahmin edilmektedir. Bu nedenle viral hepatitli hastaların tespiti ve tedavisi viral hapatitlerle savaşta kilit noktayı oluşturmaktadır.
Viral hepatit yapan etkenler, ayrıntılı olarak tanımlanmış olan tanı testleri ile kolaylıkla saptanabilmektedir. Böylece viral hepatit olgulara kolayca ve güvenilir bir şekilde tanı konulabilmektedir. Ancak kronik viral hepatitler, hastaları hekime getirecek kadar ağır semptomlara yol açmadıkları için hastalar genellikle tesadüfen saptanmaktadır. Bu durum da birçok hastanın hastalığının farkında olmadan yaşamını sürdürmesine neden olmaktadır.
Dünya Sağlık Örgütü viral hepatitlerin azaltılması için, 2016 yılında 194 ülkenin katılımıyla 2016-2021 yılları arasında uygulanacak olan bir eliminasyon programı başlattı. Bu programın hedefi 2030 yılına kadar viral hepatitlere bağlı ölümlerin %65, yeni olgu sayısının ise %90 azaltılması olarak belirlendi. Bu hedefe ulaşmak için DSÖ tarafından öncelenen konular; infantlarda HBV aşılaması, HBV taşıyıcısı annelerden bebeklere geçişin engellenmesi, güvenli kan transfüzyonları, güvenli enjeksiyonlar, damar içi ilaç kullanıcılarında enjektör paylaşımının engellenmesi, kronik HBV ve HCV hastalarının tanı ve tedaviye ulaşımının sağlanması olarak seçildi. Belirlenen hedeflere ulaşmak için öncelikle hem sağlık çalışanları hem de toplumda viral hepatitlerle ilgili farkındalığın arttırılması ve risk gruplarının belirlenerek bu kişilerde tarama çalışmalarının yapılması özellikle önem taşımaktadır.
28 Temmuz viral hepatitlerle ilgili farkındalığın arttırılması için Dünya Hepatit Günü olarak belirlenmiştir. Bugün aracılığı ile viral hepatitler konusunda toplumun eğitimine daha fazla yer verilmesi, ulusal taramaların artırılması ve toplumun bu taramalara katılmasının sağlanması amaçlanmaktadır. DSÖ’nün viral hepatit eliminasyon hedeflerine ulaşabilmek için ülkemizde de Sağlık Bakanlığı tarafından geçtiğimiz yıl, 2018-2023 yılları arasını hedefleyen “TÜRKİYE VİRAL HEPATİT ÖNLEME VE KONTROL PROGRAMI” yayınlanmıştır. Bu program çerçevesinde; toplumun viral hepatitlerin bulaş yolları ve korunma konularında bilgilendirilmesi, yüksek riskli grupların tanımlanması ve bu kişilerde viral hepatit taramalarının gerçekleştirilmesi, ülkemizdeki gerçek hasta sayısının belirlenmesi için surveyansın etkin şekilde yapılması, hastaların tespiti sonrası tedavi için doğru yönlendirilmelerinin sağlanması amaçlanmaktadır. Tüm bu hedeflerin gerçekleştirilmesi için konu ile ilgili tüm sağlık birimlerinin koordine çalışması büyük önem taşımaktadır.
2020 yılı COVID19 pandemisinin tüm dünyayı derinden etkilediği bir yıl oldu. Ve ne yazık ki görünen o ki pandemi savaşımız uzun bir süre daha devam edecek. Bu süreçte diğer kronik hastalıklar gibi kronik viral hepatitler de varlığını sürdürecek. Sadece pandemi odaklı yaşamaya başladığımızda tedaviye ihtiyacı olan diğer hastaların ihmal edilme olasılığı doğuyor. Unutmayalım, ilerleyen kronik viral hepatitler karaciğer kanserine yol açarak önemli bir mortalite nedeni olabilir. Bu nedenle bu yıl Dünya Hepatit Günü’nde amacımız hekimlerin ve toplumun viral hepatitler konusundaki farkındalığını yeniden ortaya çıkarmak oldu. Hasta kişilere yüksek oranlarda ulaşılabilmesi, hepatit eliminasyonunun anahtar noktasıdır. DSÖ, eğer dünya genelinde tanı oranlarında kitlesel bir artışa gidilemez ise tedavi oranlarının düşeceği, infeksiyon oranlarının yükseleceği ve 2030 yılına dek dünya genelinde hepatitleri yok etme fırsatının kaybedileceğini bildirmektedir. Bu fırsatı pandeminin bizlere kaybettirmesine izin vermeden,SARSCoV2 ‘den korunmak için alınması gereken önlemlere uyarak kronik viral hepatitli hastalarımızın tanı ve tedaviye ulaşmalarına yardımcı olmamız gerekiyor. KLİMİK Derneği Viral Hepatit Çalışma Grubu olarak 28 temmuz 2020 Dünya hepatit gününde, bireysel ve toplumsal düzeyde tanı testlerinin yapılması ve hastaların tedaviye yönlendirilmesi konusunun önemini tekrar hatırlatmak istedik. Hastaları saptamak için riskli gruplarda hepatit taramaları yapmalıyız. Riskli gruplar;
Hepatit C için;
- HCV’nin taranmaya başlanmasından önce (1996) kan ve kan ürünleri almış ya da organ nakli yapılmış kişiler
- Halen ya da eskiden damariçi madde ve intranazal kokain bağımlısı olanlar
- HCV-pozitif kanla temas eden sağlık çalışanları
- HIV-pozitif olanlar
- Karaciğer testlerinde açıklanamayan anormallikleri (ya da karaciğer hastalığı) olanlar
- HCV-pozitif anneden doğan çocuklar
- Uzun süredir hemodiyalize girenler
- HCV-pozitif kişilerin şu andaki cinsel partnerleri
Hepatit B için;
- HBsAg‐pozitif kişilerle aynı evde yaşayanlar ve cinsel partnerleri
- Yüksek veya orta düzey HBV prevalansı olan bölgede doğanlar
- Anne ve babası yüksek HBV endemisi olan bölgede doğmuş olan ve bebeklikte aşılanmamış kişiler
- HBsAg‐pozitif kişilerle aynı evde yaşayanlar ve cinsel partnerleri
- Damar içi ilaç kullananlar
- Birden fazla cinsel partneri olan veya cinsel yolla bulaşan bir hastalık öyküsü olanlar
- Cezaevinde kalan tutuklular
- ALT ve AST düzeyleri kronik olarak yüksek kişiler
- HCV ya da HIV ile enfekte kişiler
- Hemodiyaliz hastaları
şeklinde özetlenebilir.
DSÖ’nün 2030 yılına kadar hepatitleri yok etme stratejisini, 2016 yılında 194 ülke benimsemiş olsa da şu ana kadar çok az ülke bu hedefe ulaşmak için gerekli ulusal düzenlemeleri yapmıştır. Ülkemizde Sağlık Bakanlığı tarafından yayınlanan “TÜRKİYE VİRAL HEPATİT ÖNLEME VE KONTROL PROGRAMI” da ancak gerçek yaşama aktarılabildiği ölçüde başarılı olacaktır. Bu konuda viral hepatit tanı ve tedavisi ile uğraşan tüm hekimlere çok önemli görevler düşmekte.
KLİMİK Derneği Viral Hepatit Çalışma Grubu, üç yüze yakın hekim üyesiyle kurulduğu 2011 yılından bu yana yeni olgu sayısının azaltılması, özellikle hepatit B ve C infeksiyonu olan hastaların tanı almasının sağlanması, bu hastaların tedaviye ulaşabilmesi konularında aktif çalışmalarını sürdürmektedir. Dünya Sağlık Örgütü hepatit eliminasyon hedeflerine ulaşılması için KLİMİK çatısı altında çalışmalarını giderek artan bir ivme yürüten VHÇG olarak, 2020 Dünya hepatit gününde de bireysel çabanın önemini vurgulamak, hastaların bulunması ve toplumun farkındalığının arttırılması konusunda COVID19 pandemi koşullarında hep birlikte azami düzeyde çalışmanın gerekliliğini hatırlatmak isteriz.
KLİMİK Derneği Viral Hepatit Çalışma Grubu (VHÇG)