Bu sayımızda Dr. Lütfi Kırdar Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Kliniği’ni Klinik Şefi Uzm. Dr. R. Serdar Özer‘le yaptığımız röportajla tanıyacağız.
1- Kliniğinizin tarihçesini anlatır mısınız?
Hastanemizin 1974’te 150 Yataklı Onkoloji Hastanesi olarak temeli atılmış olup; 1987 yılında 150 yataklı Devlet Hastanesi statüsünde açılmıştır. 1988’de Eğitim Hastanesi statüsüne geçmiştir. 1994’te Eğitim ve Araştırma Hastanesi adını almıştır. 2000’de Dr. Lütfi Kırdar ön adı eklenerek Dr. Lütfi Kırdar Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi olmuştur. 1992’de Acil Tıp Merkezi, 1997’de Kadın Hastalıkları ve Doğum ve Çocuk Hastalıkları binası, 1998’de Organ Nakli binası, 2004’de Yeni Poliklinik Binası ve Konferans Salonu, 2004’de Medikal Onkoloji Kemoterapi ünitesi, son olarak da 2008’de Yanık ve Yara Tedavi Merkezi binası faaliyete girmiş olup toplam 706 yatak kapasitesine ulaşmıştır.
İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Kliniğinde ilk kez 1988 yılında Uzm. Dr. Birsen Kaya Şef Yardımcısı olarak göreve başlamıştır. 1991 yılında Uzm. Dr. Serdar Özer Klinik Şefi olarak, Uzm. Dr. İsmihan Kuzu şef yardımcısı olarak sınavla atanmışlar ve 1992 yılında asistan eğitimi başlamıştır. Kliniğimizden bugüne kadar 32 uzman mezun olmuştur.
2- Eğitim programınız nasıldır?
Kliniğimizde haftada bir gün seminer, bir gün de olgu sunumu ve literatür toplantısı olacak şekilde iki kez birer saat teorik eğitime ek olarak, klinik ve pratik laboratuar eğitimleri yapılmaktadır. Senede 2 kez asistan değerlendirme sınavı yapılmaktadır.
3- Yatan ve poliklinikte görülen ağırlıklı hasta profili nedir?
Kliniğimize çoğunlukla febril nötropenik hastalar, akut ve kronik hepatiti, solunum sistemi, komplike yumuşak doku ve üriner sistem infeksiyonları, merkezi sinir sistemi infeksiyonları olan hastalar yatmaktadır. Daha az oranda da nedeni bilinmeyen ateşi, döküntülü hastalığı, gastroenteriti, AIDS ve diğer infeksiyon hastalığı olan hastalar yatmaktadır. Kliniğimiz kuş gribi veya H1N1 salgını gibi salgın dönemlerinde İstanbul Anadolu yakası pilot klinik görevlerini de yürütmüştür. İnfeksiyon hastası olduğu düşünülen her tür hastanın izlendiği genel polikliniğe ek olarak, kronik hepatitli ve HIV/AIDS’li hastalar takip polikliniğimizde izlenmektedir.
4- Günlük poliklinik sayınız nedir?
Günlük poliklinik sayımız 80-90 arasında değişmektedir. Yılda yaklaşık 15 000 hasta polikliniğimize başvurmaktadır.
5- Kliniğinizin yıllık yatış kapasitesi nedir?
Kliniğimizde 2’si tek kişilik ve 1’i iki kişilik, 3 tane 6 kişilik hasta odasıyla 22 yatakla hizmet verilmektedir. Klinikte 7 hemşire, 1 tıbbi sekreter ve 6 temizlik personeli çalışmaktadır. Ayrıca 4 infeksiyon kontrol hemşiresi bulunmaktadır. Yıllık yatan hasta sayısı 650 civarında, yatak doluluk oranımız %70-80 arasında değişmektedir. Ortalama hasta yatış süresi 7-10 gün civarındadır.
6- Laboratuvarınız var mı? Klinik içinde mi? Merkezi laboratuvar mı?
Merkez klinik mikrobiyoloji laboratuvarı kliniğimize bağlı çalışmaktadır. Klinik mikrobiyoloji laboratuar hizmetleri 21 laboratuvar teknisyeni ve biyolog ile yürütülmekte olup, yılda ortalama 880.000 test rapor edilmektedir. Kan bankamız Kızılay’la sözleşmeli olup yılda yaklaşık 37 000 kan ve kan ürünü sağlamaktadır.
7- Kliniğinizde kaç uzman, kaç asistan var?
Kliniğimizde eğitim kadrosu dahil 1’i mikrobiyoloji ve klinik mikrobiyoloji uzmanı olmak üzere toplam13 uzman var. Bu ekip, klinik, poliklinikler, klinik mikrobiyoloji laboratuvarı, kan bankası, infeksiyon kontrol hizmetleri ile yoğun bakımların ve yanık ünitesinin aktif konsültasyonunu, servisler arası ve acil konsültasyonlarını yürütmektedir. Halen 7 asistanımız bulunuyor, bu asistanlarımızın TUS puanları 59-63 düzeyindedir.
Eğitim ve Araştırma
8- Kliniğinizde akademik yönden ne gibi çalışmalar yapılıyor?
Kongre ve simpozyumlara aktif olarak bildiri desteğimizle katılmaktayız ve bilimsel yazılarımız hakemli dergilerde yayımlanmaktadır. Aynı zamanda Anadolu yakası İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji uzmanlarının katılımıyla gerçekleştirilen yıllık 2-3 toplantıya öncülük etmekteyiz.
9- İnfeksiyon hastalıklarında güncel konu başlıklarınız nelerdir? Öncelikle üzerinde durulmasını istediğiniz konular nelerdir?
Müfredat dahilindeki konulara hakim olacak İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji uzmanları yetiştirmek ve yetiştirdiğimiz uzmanların uzmanlık alanlarına yapılacak müdahalelere engel olmaktır.
10- Rotasyon uygulamalarınız nasıl?
Asistanlarımız klinikte ve merkez mikrobiyoloji laboratuarında dönüşümlü olarak çalışmakta ve dış rotasyonlara önerilen yasal sürelerde gitmektedirler.
11- Klimik Derneği’nden beklentileriniz nelerdir? Derneğin faaliyetlerini nasıl buluyorsunuz?
Dernek, İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji dalını Türkiye’de tanıtan, haklarını gözeten ve her türlü dış olumsuzluğa karşı üyelerini korumaya çalışan ve hepimizin üyesi olduğu bir çatıdır. Gelecekte de aynı görev ve sorumluluğunu devam ettireceğine ve herkesi kucaklayacağına inancım tamdır.
12- İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji uzmanlarına / asistanlarına vermek istediğiniz mesaj var mıdır?
Sağlık politikalarının sıkça güncellendiği ülkemizde infeksiyon hastalıkları ve klinik mikrobiyolojinin önemi sağlık otoritelerince de daha iyi anlaşılmıştır. Özellikle hastane infeksiyonları konusunda sağlık otoritelerinin aldığı önlemler, organizasyonlar ve yaklaşımlar bir mevzuata bağlandıkça çalışma alanlarımız daha çok belirlenmiş ve idareler ve diğer branşlar tarafından daha çok hissedilir olmuştur. Bu mevzuatları harfiyen uygulamak konusunda herhangi bir ödün vermemeli, doğan hasta hakkı ihlallerinde herhangi bir kötü pozisyona düşmemeleri için gereken her türlü disiplini göstermeleri gerekmektedir. Yazışmaları anında yapmaları, sözlü aldıkları her kararı yazıya dökmeleri, infeksiyon kontrol birimlerini dinamik tutmaları gerektiğini söyleyebilirim.
13- Bu dalı seçeceklere önerileriniz nelerdir?
10 yıl sonraki projeksiyonları iyi değerlendirmeleri, 5 yıllık asistanlık süresinin sonrasında Türkiye’nin demografik yapısını ve yan dal haklarının değerlendirmesini yaparak maddi düşüncelerle değil sevdikleri, ilgi duydukları yan dal alanlarını da düşünerek karar vermeleri.