Bugün 1 Aralık 2017 Dünya AIDS Günü
İlk defa tanımlandığı 1980’li yıllardan günümüze, din, dil, ırk, cinsiyet ve ülke ayrımı yapmadan hızla yayılmaya devam eden HIV/AIDS hastalığı, ülke ekonomilerine büyük yük getirmekte olup henüz etkili aşısı bulunmuş değildir. En etkili mücadele yolu bu virusun nasıl bulaştığının bilinerek korunma yöntemlerinin uygulanmasıdır. Dünyada olduğu gibi ülkemizde de HIV/AIDS ile mücadelede, hastalığın yayılımının sınırlandırılması hatta durdurulması, öncelikle hastalığın bulaşma yollarıyla hastalıktan korunma yolları konusunda toplum farkındalığının artırılmasıyla mümkün olabilecektir.
HIV/AIDS konusunda toplum farkındalığını artırmak üzere, 1988 yılından beri, 1 Aralık Günü Dünya AIDS Günü olarak kabul edilmiştir. 1 Aralık günü, HIV’in yayılmasına karşı bilincin yükseltilmesi amacına adanmış ve bu yılın teması “şeffaflık, sorumluluk, ortaklık” (“transparency, accountability, partnerships”) olarak belirlenmiştir. İlk kez 1981 yılında klinik olguların görülmesinden bu yana, 2016 yılı sonu itibariyle HIV ile infekte yaşayan hasta sayısı yaklaşık 36.7 milyon olup; bunlardan 17.8 milyonu kadın, 2.1 milyonuysa 15 yaş altı çocuklardır. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre 2016 yılında yaklaşık 1.8 milyon yeni olgu ortaya çıkmış ve 1 milyon kişi hastalık nedeniyle hayatını kaybetmiştir.
Son yıllarda etkili ve kolay kullanılabilen yeni ilaçlar, bilinçlendirme ve eğitim çalışmalarıyla hastalığın tedavisinde ciddi başarı sağlanmıştır. Etkin tedavi ile erken tanı konan kişilerin yaşam süresi normale yaklaşmakta, hastalığın yayılımı da azalmaktadır. Yakın dönemde yapılan büyük çalışmalar tedavilerini düzenli alıp en az son altı aydır virus sayıları baskılanmış olan bireylerin hastalığı başkalarına bulaştırma riskinin yok veya ihmal edilebilir düzeylerde olduğunu ortaya çıkarmıştır. Belirlenemeyen = Bulaştırmayan (undetectable = untransmittable) sloganıyla ifade edilen bu durum bir yandan da HIV ile yaşayan hastalar üzerindeki damgalanma ve ayırımcılığı azaltmayı hedeflemektedir. Ülkemizde 2011 yılından beri yılda binin üzerine çıkan ve giderek artmakta olan yeni hasta sayısı, sağlık otoriteleri tarafından en fazla etkilenen topluluklara yönelik aktif tarama ve önleme faaliyetlerinin zaman geçirilmeden hayata geçirilmesini zorunlu kılmaktadır. Ülkemizde tanı konulan hastalarda tedaviye ulaşım oranı yüksek olmakla birlikte, göçmenler ve sigortasız hastaların da tedaviye ulaşmasının sağlanması gerekmektedir. Hastalığa yönelik farkındalığın artması, erken tanı konulması, erken tedavi başlanması ve etkili koruyucu önlemlerin alınması için bu günün uyarıcı işlevi olmasını dileriz.
HIV/AIDS Çalışma Grubu