XVIII. Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Kongresi (Klimik 2017) açılış töreninde Bilim Ödülü verilen ve ödül töreni sırasında bir konuşma yapan Sayın Prof. Dr. Ayşe Willke, bu ödülün kendisi için çok kıymetli olduğunu, bu vesileyle emeklerinin boşa gitmediğini bir kez daha gördüğünü ve bu ödülü almaktan dolayı çok mutlu olduğunu söyledi. Konuşmasında bir Cumhuriyet kadını olduğunu ve bununla çok gurur duyduğunu belirtti. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’e de sonsuz teşekkür borcu olduğunu söyledi. Prof. Dr. Ayşe Willke, kongre sırasında kendisiyle yaptığımız röportajda çok samimi açıklamalarda bulundu.
Açılış töreninde Bilim Ödülü için teşekkür konuşmanızda bize duygulu anlar yaşattınız. Bu konuda neler hissettiğinizi bizimle paylaşır mısınız?
Öncelikle çok mutlu oldum. Bu ödül bana verildiği için onur duydum. Ciddi, seçimlerinde titiz olan bir dernek tarafından bana bu ödülün verilmesi beni çok mutlu etti ve bu kadar gayretin ve çalışmanın boşa gitmediğini gösterdi.
Hepimiz için bir ana başvuru kaynağı niteliğinde olan ve bu yıl yeni baskısı yayımlanan kitabınızla ilgili söylemek istedikleriniz nelerdir?
Kitabın son baskısının yazım aşamasına 2012 yılında başlandı. Kitap için davet mektuplarını, daha ciddi olsun diye kendim yazarak yazarlara kargoyla yolladım. Sadece mektupların yazılması bir ayımı aldı. Kitapta eski konulara ek olarak Zika virusu, MERS koronavirusu gibi yeni konuları ekledik. Ayrıca 50 sayfalık, alanında uzman kişiler tarafından hazırlanan fotoğraflarla desteklenen tüm infeksiyon hastalıklarında radyoloji bölümü konuldu.
Meslek hayatınızla ilgili bizimle neler paylaşmak istersiniz?
Eskiden doçentlik sınavları biraz daha sübjektif yapılıyordu. Yayınlar ve sınavlar için aynı gün içinde değerlendirmeye alınıyorduk. Sübjektif olduğu için zorlu bir süreçti ve ilk sınavımda kaldım. Kariyerimin en zor aşaması doçentlik sınavıdır. Sınavı geçtiğimde çok mutlu oldum.
Bundan sonraki süreçte mesleğinizde ve hayatınızda planlarınız nelerdir?
Torun sahibi olmak istiyorum. Çok çalıştım, çok yoruldum ve şu anda tam olarak belirlediğim bir planım yok. Ama çalışmayı çok seviyorum, hiçbir zaman bırakmam.
Meslek olarak da hayat beni öğretim üyesi olmaya itti. Hacettepe Tıp Fakültesi’nden mezun oldum, Hacettepe’den ihtisasımı aldım ve Ankara Üniversitesi’nin ilk yardımcı doçenti oldum. Öğretim görevlisi olarak eğitim, hasta hizmeti ve araştırma öncelikli üç görevimdir. Ben bunların ilk ikisine çok önem verdim, çünkü bunları eksik bırakırsanız telafisi yok. Ancak araştırmanın telafisi var.
Biz gençlere tavsiyeleriniz nelerdir?
Bilimin yol göstericiliğine inanıyorum. Bilimin yol göstericiliğinde çok çalışmanızı öneriyorum. Unvanlar insana bir değer katmaz, insan unvanlara değer katar.
Prof. Dr. Ayşe Willke-Topçu ve Bilim Ödülü Hakkında Ayrıntılı Bilgi için [Tıklayınız]