Ölü doğan proje: Aile hekimliği
21 Aralık 2016
Cumhuriyet gazetesinin verdiği habere göre Türk Tabipleri Birliği (TTB) Aile Hekimliği Kolu Başkanı Dr. Fethi Bozçalı, Türkiye genelinde geçen ay 900’e yakın aile hekimi kadrosunun açıldığını ancak 70 hekimin tercih ettiğini söyledi.
Bozçalı, “Bina, araç-gereç, ebe, hemşire olmadan kadro açılıyor. Aile hekimliğini tercih eden doktor sayısı da giderek azaldı” dedi. Aile hekimliğinin artık hiç cazip olmadığını dile getiren Bozçalı, “Aile hekimlerinin sıkıntısı şu: Bina kiralama yapacaksınız, ebe-hemşire arkadaşın atanmasını bekleyeceksiniz, nüfus oluşturacaksınız ve bunu sağlarken yalnızsınız. Herkes düşünüyor ve tercih etmiyor. Aile hekimlerine kayıtlı olan hasta başına ödenen para var. Performansa göre de bu paradan kesebiliyor. ASM’ler birinci basamağın temel hizmet veren yerleridir. Buralara mutlaka yardımcı sağlık personelinin atanması gerekir. Tıbbi donanımın sağlanması gerekir. Nüfusun paylaşımı konusunda da derneklere ve sahada çalışan hekimlere danışılmalı” diye konuştu.
Haberde aile hekimlerinin ilk atamalarda çok büyük kampanyalarla takdim edildikleri, şimdi ise kaderlerine terk edilmiş durumda olduklarına dikkat çekildi: “Aile hekimliği pilot uygulaması, 2005 yılında Düzce’de başladı. İstanbul, kademeli olarak tüm yurda yayılan sisteme, 2010’da dahil oldu. 2011 yılında ise sistem tüm Türkiye’ye yayılmış oldu. Birinci basamak sağlık kuruluşları olarak sağlık ocaklarının yerine geçen sistem, “her ailenin doktoru olacak”, “aile hekimi, her ailenin danışmanı gibi çalışacak” gibi söylemlerle sunuluyordu. Aradan geçen altı yılda, hedeflerin çoğu yakalanamadı. Hekimler, aile hekimi olmayı kabul ederlerse, ASM’lerin açılacağı binanın kiralanmasından, her türlü aracın gerecin teminine, sekreter, temizlik görevlisi dahil ekibin oluşturulmasına dek meslek tanımı dışında pek çok işle uğraşmak zorunda. İstanbul gibi büyük kentlerde, bir aile hekimine 4 bine yakın hasta düşebiliyor. Tüm bu olumsuzluklar, hekimleri bezdiriyor. Koruyucu hekimlik yapma hedefiyle yola çıksalar da ‘reçete yazan hekim’ olmanın ötesine pek geçemiyorlar.”
Haberin Tam Metni İçin [Tıklayınız]