TTB’nin BUT ile ilgili olarak Derneğimize de gönderdiği Basın Açıklaması’nı bu sayfanın en altında bulabilirsiniz. Bu açıklamaya http://www.ttb.org.tr/data/haber/mart04/ba_010304.php adresinden de ulaşılabilmektedir. Yönetim Kurulumuzun konuyla ilgili olarak yaptığı değerlendirmeyi ise aşağıda bilgilerinize sunuyoruz. Saygılarımızla. Klimik Derneği Yönetim Kurulu Sayı: 9-398 Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi Başkanlığı Gazi Mustafa Kemal Bulvarı Şehit Daniş Tunalıgil Sok. No. 2 Kat 4 06570 Maltepe-Ankara 10 Mart 2004 Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi Başkanlığına, 2004 Yılı Bütçe Uygulama Talimatı ile ilgili girişimlerinizi, 04 Mart 2004 tarih ve 233/2004 sayılı yazınızla Derneğimize de bildirdiğiniz için teşekkür ederiz. “Onuruma, Hastama, REÇETE’me Dokunma!’’ başlıklı metnin son paragrafında “Bu iki örnek dışında BUT’ta lipid düşürücü ilaçları, enfeksiyon hastalıkları alerjik hastalıkların tedavisi, antitrombotik tedavi gibi konularda da bilimsel olmayan uygulamalar yer almıştır. Türk Tabipleri Birliği konu ilgili uzmanlık dernekleri (Pratisyen Hekimlik Derneği, Türkiye Psikiyatri Derneği, İç Hastalıkları Derneği, Türk Kardiyoloji Derneği, vb.) ile değerlendirmeler yapmıştır. Bu değerlendirmeler doğrultusunda 2004 yılı Bütçe Uygulama Talimatı acilen yıllardır önerdiğimiz kurumsal bilimsel katılımlarla yenilenmelidir” biçimindeki ifadeden hareketle Yönetim Kurulumuz, konuyla ilgili bir değerlendirme yapmıştır. Bu değerlendirme aşağıda özetlenmiştir. Dünya Sağlık Örgütü, uygun antibiyotik kullanımını “klinik olarak tedavi etkisi maksimum, ilaçla ilgili yan etki ve antimikrobiyal direnç gelişimi riski minimum olan antibiyotiklerin maliyet etkin kullanımı” olarak tanımlamaktadır. Gerçekten de antibiyotik kullanımına ilişkin verilecek bir karar, diğer ilaçlardan farklı olarak, hekimin sadece hastası olan bireye yönelik bir kararı değildir ve bu kararının, direnç gelişimi riski nedeniyle, toplumun başka bireyleri üzerinde de doğrudan etkisi olabilmektedir. Bu arada, antibiyotikler, birçok gelişmiş ülkede en fazla kullanılan ilaçlar listesinde artık alt sıralarda yer almaktayken, ülkemizde ilk sıradaki yerlerini korumaktadır. Gerek İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji dalının mensupları, gerekse onların uzmanlık derneği olarak Derneğimiz, her zaman için akılcı antibiyotik kullanımından yana olmuştur ve bunu sağlamak için büyük bir çaba gösterilmektedir. Öte yandan, sağlık alanında kısıtlı olan ulusal kaynakları en akılcı biçimde kullanmak, her hekimimizin, özellikle bir aydın ve bir yurttaş olarak, en başta gelen görevleri arasında olmak zorundadır. Son olarak bildirmek isteriz ki, Derneğimiz, antibiyotiklerle ilgili değerlendirmeler yapılırken, konuyla en ilgili uzmanlık örgütü olarak istenecek kurumsal ve bilimsel görüşleri TTB’ye bildirmeye ve TTB’ce bu konuda ileride yapılması düşünülecek eğitim etkinliklerine katkıda bulunmaya hazırdır. Saygılarımla. Prof. Dr. Haluk Eraksoy Başkan “Onuruma, Hastama, REÇETE’me Dokunma!”
1 Mart 2004 tarihinde yeni bir Bütçe Uygulama Talimatı (BUT) yürürlüğe girdi. Bütçe Uygulama Talimatı, SSK İlaç Yönergesi ile birlikte; Emekli Sandığı, SSK’ya prim ödeyenler ve Bağ-Kur üyelerinin ilaç ve sarf malzemesi gereksinmelerinin nasıl karşılanacağını açıklayan önemli bir belgedir. Bu belgeler; en azlara indirilen sağlık bütçelerinin inceltilmiş dökümanlarıdır. Sağlığa ayrılan kaynak kadar nasıl harcandığı da önemlidir söylemine sığınanların deşifre edildiği belgeler. Türk Tabipleri Birliği, yıllardır bu talimatlarla halkın sağlık hakkına engel konulmaya çalışıldığını gözlemiş ve gerekli girişimlerde bulunmuştur. Yasal sürece de başvurularak kazanılmış haklar vardır, şeker hastalarının ölçüm çubukları gibi…
Ancak son yıllarda bilimsel ve halktan yana olmayan yöntemlerle Talimatlar hazırlanması bir gelenek haline gelmiştir. Talimatlarda halkın sağlık hakkı, hekimlerin onuru zedelenerek tasarruf amacıyla (!) kısıtlamalar ağırlaştırılmıştır.
2004 yılı Bütçe Uygulama Talimatnamesini, sağlık hakkı önünde engel, onun kırıcı ve kabul edilemez bir belge olarak değerlendirmemizi iki örnekle somutlayacağız. Birinci örnek depresyon hastalığı ve bütçe uygulama talimatı doğrultusunda tedavisidir.
Depresyon, mutlaka tedavi edilmesi gereken yaygın bir hastalıktır, yaşam boyu görülme olasılığı %18’dir, intihar riski sağlıklı topluma göre 30 kat fazladır, uygun tedavi alamayan depresyonlu hastaların %15’i intihar ederler. Depresyonlu hastalarda işgörmezlik, sağlıklı bireylerden 5 kat fazladır. Yapılan çalışmalar ülkemizde de depresyonun, birinci basamakta da en sık görülen hastalık olduğunu doğrulamaktadır. Bu önemli halk sağlığı sorununa ülkemizde başta psikiyatristler, pratisyen hekimler tedavi uygulamaktadır. Birinci basamakta pratisyen hekimlerin bu konudaki bilgi, beceri, tanı ve tedavi yetkinliklerini artırmak üzere pek çok eğitim etkinliği düzenlenmiş binlerce hekim sürekli eğitim almıştır. Bu programların bir kısmı Sağlık Bakanlığı tarafından yürütülmüştür. Tüm veriler depresyonun birinci basamakta tedavi edilmesini önermektedir, çünkü birinci basamak hastaların ilk başvuru noktasıdır. Ülkemizde 45.000 pratisyen hekim, 1500 psikiyatrist vardır. Psikiyatri uzmanlarının %50’si 3 büyük il’dedir, bazı illerde psikiyatrist başına 100-3.000 hasta düşmektedir, bazı illerde psikiyatrist yoktur. Bütçe Uygulama Talimatı (BUT, 2004)’e göre, depresyonlu hastalarımıza tanı konabilecek ancak psikiyatriste ulaşabilenler çağdaş ilaçlardan yararlanabilecektir. Pratisyen hekimlere yazamaz denilen ilaçlar; hasta uyumu, etkinlikleri, yan etkilerinin az olması güvenilirlikleri gibi nedenlerle kullanıma girmiştir ve tüm tedavi kılavuzlarında ilk seçenektirler(TC SB, 2003 yılı, Birinci Basamağa Yönelik Tanı ve Tedavi Rehberi dahil). O halde burada maliyet tartışması yapılamaz. Bilimsellik, adalet, sevgi, yarar duyguları çalışırsa kimse hekimin onuru ve reçetesine, kararına, hastasının sağlık hakkına müdahale edemez. Kaldı ki, maliyet ile ilgili hesaplar da BUT’ını doğrulamamaktadır.
İkinci örnek:BUT 2004’deki astım ve KOAH tedavisidir. Bu iki hastalık da Türkiye’de yaygındır. Türkiye’de 3 milyon KOAH’lı, 3.5 milyon astımlı olduğu tahmin edilmektedir. İşgücü kaybına neden olması yanı sıra 4. ölüm nedenidir ve sigara içimi bu hızla sürerse önümüzdeki yıllarda bu hastalıkların oranı artacaktır. Bu hastalarımız da genelde birinci basamak sağlık kuruluşlarına başvurmakta 20.000’i sağlık ocaklarında olmak üzere 45.000 pratisyen hekim yanı sıra 950 göğüs hastalıkları uzmanı tedaviyi yürütmektedir.
Yıllardır Toraks Derneği, Türk Tabipleri Birliği ve Sağlık Bakanlığı ortak çalışmalar yapmakta, hekimlerin bu konudaki bilgi, beceri ve tanı tedavi olanaklarının artırılmasına çalışmaktadır. Hal böyle iken, BUT 2004 göğüs hastalıkları uzmanı dışındaki ilgili meslektaşlarımızın reçetelerine sınırlama getirerek hastalarımızı mağdur etmektedir. Bu durum biz hekimler açısından onur kırıcıdır, bilimsel değildir ve ayrıca hastalarımız hizmeti alamayacaktır.
Bu iki örnek dışında BUT’ta lipid düşürücü ilaçlar, enfeksiyon hastalıkları alerjik hastalıkların tedavisi, antitrombotik tedavi gibi konularda da bilimsel olmayan uygulamalar yer almıştır. Türk Tabipleri Birliği konu ile ilgili uzmanlık dernekleri (Pratisyen Hekimlik Derneği, Türkiye Psikiyatri Derneği, İç Hastalıkları Derneği, Türk Kardiyoloji Derneği, vb.) ile değerlendirmeler yapmıştır. Bu değerlendirmeler doğrultusunda 2004 yılı Bütçe Uygulama Talimatı acilen yıllardır önerdiğimiz kurumsal, bilimsel katılımlarla yenilenmelidir. Meslektaşlarımızdan; “ben reçeteyi hastamın yararına olduğuna inandığım ilacı yazamayacaksam diplomam geri alınsın” talepleri gelmekte, bir poliklinikten diğerine savrulan hastalarımız mağdur olmakta, sonuçta kimse mutlu ve sağlıklı olmamaktadır. Amaç bu ise diyeceğimiz yoktur. Değilse hemen şimdi düzeltilsin.
TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ
MERKEZ KONSEYİ