21 Ocak 2023
COVID-19 pandemisi başta olmak üzere yeni salgınların değerlendirilmesi için organize edilen “Yeni ve Yeniden Önem Kazanan İnfeksiyonlar” toplantısı, alanında uzman bilim insanlarını İstanbul’da bir araya getirdi. Prof. Dr. Önder Ergönül, COVID-19, yeni varyantlar, maymun çiçeği, Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi, Batı Nil Ateşi gibi günümüzde yeniden önem kazanan hastalıklar ve antibiyotik direnci konularının tartışıldığını aktararak, Türkiye’de salgın açısından panik olacak bir durum olmadığını söyledi.
Üç yıldır devam eden COVID-19 pandemisi başta olmak üzere yeni salgınların masaya yatırıldığı “Yeni ve Yeniden Önem Kazanan İnfeksiyonlar” toplantısı İstanbul’da gerçekleştirildi.
Avrupa Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği (ESCMID), Koç Üniversitesi İş Bankası İnfeksiyon Hastalıkları Araştırma Merkezi (KUISCID) iş birliğiyle 19-20 Ocak 2023 tarihlerinde gerçekleşen toplantıya 12 farklı ülkeden infeksiyon konusunda dünyanın önde gelen 26 bilim insanı konuşmacı olarak katıldı. Yine dünyanın farklı şehirlerinden 30’a yakın üniversite temsilcisi ve bilim insanından oluşan 100’e yakın katılımcının bulunduğu toplantıda salgınların geleceği ve dünyada infeksiyonlarla mücadele konusundaki son gelişmeler tartışıldı.
Basın mensuplarıyla bir araya gelen Koç Üniversitesi İş Bankası İnfeksiyon Hastalıkları Araştırma Merkezi Direktörü ve Salgın Yapan İnfeksiyonlar Görev Grubu eş başkanı Prof. Dr. Önder Ergönül, bu toplantıların ileride karşılaşılması muhtemel salgınlara daha iyi hazırlanabilmek açısından büyük önem taşıdığını ifade ederek, şunları söyledi: “Şu anda devam eden bir pandemi ve yeni infeksiyonlar var ve dünyada üç yıldır bu konuya özel bir toplantı yapılmadı. Buraya gelenler gerçekten bu işe adanmış insanlar. Örneğin, Wuhan’a gidip virusun laboratuvar kaynaklı olup olmadığını araştıran Dünya Sağlık Örgütü’nden profesör Marion Koopmans buraya bağlanıyor ve açıklama yapıyor. Bu bilimsel anlamda çok önemli. ABD’den, Avrupa’dan ve Türkiye’den aktif çalışma yapan insanların buluştuğu bir toplantı.”
“TÜRKİYE DÜNYADAN İZOLE OLAMAZ”
Dünyada şu an sağlık alanındaki tek sorunun COVID-19 olmadığını aktaran Prof. Dr. Ergönül, “COVID-19’un yeni varyantları, maymun çiçeği, Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi, Batı Nil Ateşi gibi günümüzde yeniden önem kazanan hastalıklar ve antibiyotik direnci konularında dünyayla birlikte iş birliği yaparak bunu sürdürmek çok önemli. Türkiye dünyadan izole olamaz. Dünyadan ayrı bir şekilde bize bir şey olmaz gibi ilerleyemez” dedi.
ÇİN’DEKİ VAKA ARTIŞININ SEBEBİ AŞILARIN ZAYIFLIĞI MI?
Koronavirus pandemisinin yeni varyantlarla devam ettiğini belirten Prof. Dr. Ergönül, “Bu süreçte aşıların çok yararlı olduğunu düşünüyoruz. Bu topluluk da yani dünyanın çeşitli yerlerinden gelen en iyi bilim insanları da böyle düşünüyor. Dolayısıyla aşılar önemli ölçüde etkili oldu. Ölüm oranları daha da düştü; ama Çin’de birden bire artış yaşandı. Bu da Çin’de geliştirilen aşının zayıflığına bağlandı. Bu, aşıların ne kadar önemli olduğunu gösteren bir başka deneyim oldu. Çin aşı konusunda bize laboratuvar oldu” diye konuştu.
PFIZER/BIONTECH AŞISI BEYİN FELCİ YAPIYOR İDDİASINA YANIT
Amerikan Hastalıkla Mücadele ve Engelleme Merkezi (CDC) ile Gıda ve İlaç İdaresi’nin (FDA) Pfizer ve BioNTech’in beraber ürettiği COVID-19 aşısının güncellenmiş versiyonunun bazı yaşlılarda beyin felcine neden olabileceği yönündeki uyarılarını değerlendiren Prof. Dr. Ergönül, “Burada sağlık okuryazarlığı çok önemli. Bilim insanları her zaman şüpheyle yaklaşır ve farklı olanları bulmaya çalışır. Bu çerçevede bir çalışma yapılıyor ve bir hasta grubunda bir soruna yol açabileceği belirtiliyor. Ancak bu, bizim bakış açımızı değiştirecek kadar önemli olmayabiliyor. Şu an Long COVID de tartışılıyor. Örneğin; kişi COVID geçiriyor, iki ay sonra enfarktüs geçiriyor ve bunu COVID’e bağlıyor. Nedensellik bağını buna kuruyolar; ama COVID olmasaydı o kişiler yine enfarktüs geçirecekti; çünkü risk faktörleri var. Toplumda enfarktüsün, inmenin, beyin problemlerinin de belli bir yüzdesi var. Toplumda 65 yaşın üzerinde beyin problemi zaten görülüyor. Dolayısıyla bununla ilişkili olup olmadığını anlamak çok kolay değil, kuyumcu hassaslığında çalışmayı gerektirir. Biz de onları çalışıyoruz ve çok net bir şey çıkarsa söylüyoruz. Halkımız için, kendimiz için kıyasıya eleştiriyoruz. Lancet Komisyon Başkanı, başta virusun laboratuvar kaynaklı olabileceğini söyledi ve eleştiriliyor. Doğruysa kabul edelim. Viruslar bizim akrabamız değil” şeklinde konuştu.
RİSK GRUBUNDAKİLERE MOLNUPIRAVIR ÖNERİSİ
COVID-19 tedavisinde kullanılan ilaçları gözden geçirdiklerini ifade eden Prof. Dr. Ergönül, “Birçok ilaç etkisiz çıktı. Şu an Türkiye’de kullanılan molnupiravir iyi bir ilaç. Bunu öneriyoruz, insanlarımız kullanmak istemiyor ama bu yanlış bir düşünce. Risk grubundakiler, 65 yaş üstündekiler hastalığın ilk zamanlarında bu ilacı kullanmalı” dedi.
TÜRKİYE’DE INFLUENZA COVID’İN ÖNÜNE GEÇTİ
Türkiye’de şu an en çok görülen hastalıkların sıralamasını yapan Prof. Dr. Ergönül, “En çok gördüğümüz influenza A, ikinci sırada COVID, üçüncü de rinovirus yani bildiğiniz nezle ama akciğer infeksiyonu yapıyor. Şu anda tam mevsimi” dedi.
Bir seferde 20 çeşit virusa bakan testler olduğunu; ancak fiyatlarının 8 bin ila 10 bin lira arasında olduğunu aktaran Prof. Dr. Ergönül, “Biz bu testleri çok seviyoruz, bir çırpıda 20 çeşit virusa bakıyorsunuz, ne olduğunun adını koyuyorsunuz ve böylece gereksiz antibiyotik yazmamış oluyorsunuz. Türkiye’deki doktorların %80’i gereksiz yere antibiyotik yazıyor, böylece antibiyotik direnci gelişiyor. Biz bu testleri merkezimizde yerli milli olarak, kendi ulusal kaynaklarımızla ucuza mâl ederek yapmak istiyoruz; çünkü dolar-euro nedeniyle eskiden rahatça yaptığımız bir testi şu anda yapamıyoruz” ifadelerini kullandı.