26 Haziran 2022
COVID-19 aşısı BioNTech’i geliştiren Prof. Dr. Özlem Türeci ve Uğur Şahin, kanser tedavileri üzerindeki çalışmalarını Türkiye’ye de yaymak istediklerini söyledi. Çift, önümüzdeki yıl buradaki hastanelerde daha fazla klinik çalışma yapabilmek için somut adımlar attı.
Türeci ve Şahin çifti, Vehbi Koç Vakfı İnsanlığa Üstün Hizmet Ödülü’nü almak üzere geldikleri İstanbul’da gazetecilerle buluştu ve sorularını yanıtladı.
Kanser hastalarıyla ilgili hissettikleri sorumluluğun arttığını belirten Türeci, “Daha fazla imkanımız var. İmmünoloji (bağışıklık sistemi üzerinden etki eden) ve yenilikçi tedaviler üzerine çalışmalarımız devam ediyor. İnsanın kendi bağışıklık sistemini taklit eden, yabancı viruslara (ve kanser hücresine) karşı derhal harekete geçecek bir teknoloji üzerinde çalışıyoruz” dedi.
Kanser aşısı hayal değil!
‘Bireyselleştirilmiş kanser aşıları’nın kulağa bilim kurguymuş gibi gelse de teknolojilerinin bunu yapmaya uygun olduğunu hatırlatan Türeci şöyle devam etti: “Şunu unutmamak gerekir ki herkes kendine has bir moleküler yapıya sahip. Dolayısıyla biyoloji teknolojilerinin de bireysellik, biriciklik üzerine odaklanarak çalışması gerekir. Bizim teknolojimizi kuvvetli kılan şey bu. mRNA odaklı aşılar bu konuda gerçekten çok başarılı. Çünkü tasarımı ve üretimi itibariyle, tamamen talep üzerine ve kişiselleştirilmiş aşılar. mRNA teknolojiyle üretilmiş aşı uygulandığında hastanın bağışıklık sistemi, kanser hücresine başarılı tepki vermek üzerine uyarılıyor. Böylece vücut kendi kendini tedavi etme sürecine giriyor. Özellikle pankreas kanseri üzerindeki çalışmalarımız, mRNA aşılarının tümör üzerinde çok başarılı çalıştığını gösteriyor.”
İmmünotepariyle ilgili pek çok farklı çalışma yürüttüklerini anlatan Türeci, şunları söyledi: “İmmünoterapi çok kısa sürede tedavi olasılığını artırıyor. Ayrıca bazı aşılarımız tamamen bağışıklık tepkisini, direncini artırmak üzerine tasarlanıyor. Ve tümör oluşumunu engellemeyi amaçlıyor. Sadece tedaviye yönelik değil, hastalığı önlemek için de çalışmalar yapıyoruz. Kişiselleştirilmiş aşıları, pek çok kanser tipi üzerine çalışıyoruz. Aşıların işe yarayıp yaramadığını göstermenin yanı sıra karşılaştırmalı çalışmalar da yapmamız gerekecek. Üç-beş yıl içinde bu aşıların kanser hastalarına uygulanıp uygulanamayacağına dair daha somut veriler elde edebileceğiz.”
Sıtma, tüberküloz, HIV aşı çalışmaları sürüyor
Yeni bir teknoloji olan mRNA’yla sıtma, tüberküloz, HIV aşıları geliştirme çalışmalarını da sürdüklerini belirten Şahin, yeni bir pandemi halinde ellerindeki teknolojiyle yeni bir aşı geliştirme ve kullanma potansiyeline sahip olduklarını hatırlattı.
Pandemi yeni normalimiz, alışmamız lazım
Pandemiyle ilgili bir soru üzerine Şahin, yeni bir COVID-19 dalgasının kapıda olduğunu belirterek, “En kötü senaryoya göre hazırlık yapmak gerekir” uyarısında bulundu.
Yeni bir COVID-19 dalgasının ‘kapıda’ olduğunu belirten Şahin, “Bu dalganın zararsız olacağına dair elimizde bir garanti yok. Her şeye önceden hazırlanmalıyız. Hazırlanırken de en kötü senaryoyu düşünmeliyiz” dedi.
Pandeminin bitmediğini ve en az 10 yıl bizimle kalacağını yineleyen Şahin, sözlerini şöyle sürdürdü: “Buna alışmak ve yeni normal olarak kabul etmek zorundayız. Yaz sonundan itibaren maskeleri takmaya yeniden alışmamız gerekecek. Gelecekte bizi neyin beklediğini bilmiyoruz elbette. Ancak en azından çok yaygın ve olaylı geçmeyecek bir sonbahar ve kışın beklediğini söyleyebilirim.”
Yeni bir virusun çıkması halinde başa çıkacak potansiyele sahip olduklarını belirten Şahin, “Yeni aşıların çıkması birkaç hafta da sürebilir, birkaç ay da. Ama çok uzun süreceğini zannetmiyorum” dedi.