25 Ocak 2022
İsrail verilerine göre, aşılandığı halde COVID-19’a yakalanan kişilerin yorgunluk ve başka sağlık sorunları bildirme olasılıkları aşılanmamış kişilere göre daha düşüktür.
Pandeminin başlarında SARS-CoV-2 ile infekte olmuş kişilerden elde edilen veriler, aşılamanın uzun süreli COVID-19 riskini azaltmaya yardımcı olabileceğini düşündüren kanıtlara katkıda bulunuyor.
İsrail’den araştırmacılar, Pfizer-BioNTech aşısı ile tam aşılı olmalarına rağmen SARS-CoV-2 infeksiyonu geçiren kişilerin, bir dizi yaygın uzamış COVID semptomu bildirme olasılığının, infekte olduklarında aşılanmamış olan kişilere göre çok daha düşük olduğunu bildiriyor. Aslında, aşılı kişilerin semptom bildirme olasılığı, SARS-CoV-2’ye hiç yakalanmamış kişilerden daha fazla değil. Söz konusu çalışmanın henüz hakem incelemesinden geçmediği belirtiliyor.
Uzun COVID olarak adlandırılan durumu yaşayan kişiler, SARS-CoV-2 infeksiyonundan haftalar, aylar veya yıllar sonra yorgunluk, nefes darlığı ve hatta konsantrasyon güçlüğü gibi semptomlar yaşamaya devam ediyor. Bazı uzmanlar, hiç hastaneye kaldırılmamış olsalar da infekte olmuş kişilerin %30’unun kalıcı semptomlara sahip olduğunu tahmin ediyor.
Aşılama, ilk etapta insanların infekte olmasını önleyerek uzun süreli COVID insidansını azaltır. Teorik olarak, aşılar, aşıya rağmen infeksiyona yakalanıldığında virusun vücutta serbest kaldığı süreyi en aza indirerek koruma sağlayabilir.