10 Mayıs 2021
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın pandeminin ilk günlerinde erkenden kullanıma sokulmasıyla övündüğü hidroksiklorokin adlı ilaç geçen hafta Covid-19 tedavi rehberinden ‘sessiz sedasız’ çıkarıldı. Uzmanlara göre bu, bilimsel ve insani bir ‘skandal’ın geçiştirilmesinden başka bir şey değil.
Aylarca hem çeşitli uzmanlık dernekleri hem de Türk Tabipleri Birliği ilacın kullanımının durdurulması için hükümete çağrıda bulundu.
Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları (KLİMİK) Derneği 8 Haziran’da hidroksiklorokinin yararına dair bir veri olmadığını belirtti, 21 Eylül’de de kullanılmaması yönünde çağrıda bulundu.
Çağrıda şu ifadeler yer aldı: “Türkiye’nin infeksiyon hastalıkları alanında en ciddi ve bağımsız derneği KLİMİK Derneği’dir. Derneğimiz, pandemi sürecini en başından bu yana büyük bir özen ve dikkatle izledi, uyarılarda bulundu, halen de öyle yapıyor. Bilimsel, bağımsız bu ve benzeri dernekler ve yapılar ne kadar önemli. Siyaset yerine bilim insanlarının süreci yönettiği ülkeler daha başarılı oldular. Tarih bu süreci böyle yazacaktır.”
Tüm bunlara rağmen Türkiye’de farklı bir ‘hikaye’anlatıldı: Mucizevi ilaçla gelen başarı. Tüm bilimsel çalışmalara, yayınlanan aksi yönde kanıtlara ve bilim insanlarının çağrılarına rağmen bir yıl boyunca ilacın kullanımında ısrar edildi. Ta ki geçen haftaya kadar.
Peki neden?
‘Defalarca uyardık’
Koç Üniversitesi Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Önder Ergönül, ilaca en başından beri temkinli yaklaştığını, kendi klinik pratiğinde sadece bir ay kadar kullanıp Mayıs 2020 itibariyle bıraktığını söyledi.
Ergönül şunları kaydetti: “İlacı yaklaşık bir yıldır vermiyoruz. Kalp ritim bozukluklarına bağlı ciddi yan etki olduğunu biliyoruz. Hatta bu konuda bir yayın da yaptık ve 2020 yaz aylarından itibaren artışı görülecek yan etkileri konusunda uyarıda bulunduk.”
Prof. Ergönül hem Türkiye’de hem Avrupa’da infeksiyon hastalıkları derneklerinin yönetim kurulunda yer alıyor. Aynı zamanda Bilim Akademisi üyesi.
Uzun zamandır bu konuda yanlış yapıldığını söyleyen profesör şöyle devam etti: “Bilim kurulunda dile getirildiğini biliyoruz, basında da yer aldı. Ama bir noktadan sonra neden bu ilaçtan vazgeçilmediğini bilemiyoruz. Sağlık Bakanlığı’na sorulmalı. Bilim kurulu üyelerinden de yanıt beklemek doğal.”