5 Ocak 2025
Minnesota Üniversitesi’nden araştırmacılar Open Forum Infectious Diseases dergisinde geçtiğimiz günlerde yayımlanan çalışmalarında, kene kaynaklı Lyme hastalığının endemik olduğu eyaletlerde çok sayıda geleneksel olmayan klinik bulunduğunu ve bu tür kliniklerde genellikle kanıta dayanmayan, yüksek maliyetli ve güvenlik endişesi yaratan tedavilerin sunulduğunu bildirdi.
Çalışmada Lyme hastalığının yaygınlığının yüksek olduğu 14 eyaletteki bağımsız kliniklerde sunulan tedaviler analiz edildi: Connecticut, Delaware, Maine, Maryland, Massachusetts, Minnesota, New Hampshire, New Jersey, New York, Pennsylvania, Rhode Island, Vermont, Virginia ve Wisconsin.
İlk konsültasyon 3000 doları aşabilir
Yazarlar, her eyaletteki Lyme klinikleri için Google tabanlı bir arama tasarladılar ve 117 klinik belirlediler. Bu kliniklerde ilk konsültasyonun maliyeti 87 ile 3250 dolar arasında değişiyordu.
Kliniklerin yarısından azı (%45) “tıp doktoru” veya “osteopatik tıp doktoru” derecesine sahip bir doktor tarafından yönetiliyordu. Yaklaşık %20’sinde “natüropatik” doktor, %31’inde ileri seviye uygulayıcı ve %18’inde kayropraktik uygulayıcı vardı.
Klinikler tarafından en yaygın olarak sunulan tedaviler otlar ve besin takviyeleriydi (53 klinik; %45), bunu antibiyotiksiz intravenöz tedaviler (%26), tanımlanmamış antibiyotikler (%22), hiperbarik oksijen tedavisi (%15) ve ozon tedavisi (%13) takip ediyordu.
Çalışmanın yazarları, en pahalı tedavinin hiperbarik oksijen tedavisi olduğunu (85 ile 6400 dolar arasında), ardından biyorezonans tedavisinin (250 ile 2950 dolar arasında) ve oligonükleotid tedavisinin (2750 dolar) geldiğini bildirdi.
Yüksek maliyetler, antibiyotiklerle ilgili sorunlar
Yüksek maliyetlere ek olarak, yazarlar “Saptadığımız terapilerin bazıları hastaları gereksiz risklere de maruz bırakmaktadır,” diye belirttiler. “Örneğin, kanıta dayalı olmayan antibiyotik rejimleri -özellikle uzun süreli veya santral venöz kateter yoluyla intravenöz olarak uygulananlar- kateterle ilişkili kan dolaşımı infeksiyonları ve Clostridioides difficile infeksiyonu gibi ölümcül olgular dahil olmak üzere yaşamı tehdit eden komplikasyonlarla ilişkilendirildi.” ifadelerini kullandılar.
Yazarlara göre “ozon terapisinin” alt kümesi olarak kabul edilen, hastanın kanını vücuduna geri enjekte eden otohemoterapi, kan dolaşımı infeksiyonu riskini de artırmaktadır.
Önemli riskler taşıyan, daha az yaygın olan diğer tedavi seçenekleri ise “hipertermi (ısı ile tedavi) yöntemleri” ve “intravenöz hidrojen peroksit” tedavisidir.
Yazarlar sonuçlata şöyle diyor: “Bulgularımız ABD’de birçok klinikte kanıta dayanmayan, riskli ve hastalar açısından yüksek maliyetli Lyme hastalığı tedavileri sunulduğunu göstermektedir.”