18 Ekim 2024
Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi Başkanı Dr. Alpay Azap, İstanbul’daki yenidoğan çetesi skandalı ve AKP hükümetinin Sağlıkta Dönüşüm Programı ile ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu. Azap, yıllardır eleştirdikleri sağlık sistemindeki ticarileşmenin ve piyasa odaklı yaklaşımın, sektörde ciddi çürüme ve güven kaybına yol açtığını belirtti. Hekimlerin haksız yere zan altında kalmasından ötürü duyduğu öfkeyi dile getiren Azap, mevcut sağlık politikalarının acilen terk edilmesi gerektiğini söyledi.
Dr. Alpay Azap, İstanbul’da bebek hastalarını özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk ederek ölümlerine neden olan ve haksız kazanç elde eden çeteye ilişkin skandalın, Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın sonuçlarını gözler önüne serdiğini belirtti. Azap, “Bu olay, Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın sağlık sistemini nasıl çürüttüğünü ve sonuçlarının ne kadar yıkıcı olabileceğini ortaya koydu” dedi.
Azap, Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın Dünya Bankası tarafından Türkiye’ye dayatıldığını ve AKP hükümetinin tek başına iktidara geldiği dönemde hızla uygulanmaya başlandığını söyledi. “Bu program, sağlık sistemini ticarileştirip piyasaya teslim eden bir yapıdır. Hastaneler ticarethane, hastalar müşteri konumuna getirildi” diyen Azap, programın sağlık sisteminde kalıcı sorunlara neden olduğunu vurguladı.
Hekimlerin zan altında bırakılmasına büyük tepki
Yenidoğan çetesi skandalı sonrası tüm hekimlerin zan altında bırakılmasına yönelik de sert eleştirilerde bulunan Azap, “Hekimlerin büyük çoğunluğu, tamamen tıbbi gerekliliklere göre hareket eder ve hastanın iyiliği için çalışır. Ancak birkaç kötü örnek yüzünden tüm hekimlerin suçlanması bizi öfkelendiriyor. Biz halkın öfkesini anlıyoruz, ancak hekimler olarak biz çok daha öfkeliyiz” dedi. Azap, halkla kurulan güven ilişkisinin zarar gördüğünü ve bu güveni yeniden tesis etmenin son derece zor olacağını belirterek sözlerine şöyle devam etti:
“Biz Sağlıkta Dönüşüm Programı başladığından beri ‘Sağlıkta para olmaz’ dedik. Bilgi tek taraflı olduğu için sağlıkta en önemli şey güven ilişkisidir. Hekimin dediğine hastanın güvenmesi gerekir. Hekimin kafasında başka bir plan gelir kaygısı ya da para kazanma kaygısı olmadığını hastanın bilmesi gerekir. Bu nedenle de bu sistemden paranın tamamen çıkarılması gerekir.”
İstanbul Tabip Odası’nın süreci yakından takip ettiğini söyleyen Azap, konunun etik boyutlarının dikkatlice incelendiğini ifade etti. “Bu olay, hekimlerimizin büyük bir kısmının fedakarca çalıştığı gerçeğini gölgelememeli. Bu bir sistem sorunudur ve mevcut programın terk edilmesi elzemdir” dedi.
Son olarak, Sağlıkta Dönüşüm Programı ile özel hastanelerin ve yatak sayılarının büyük ölçüde artırıldığına, kamu hastanelerinin ise bu dönemde kapatıldığına dikkat çeken Azap, “Bu ticarileşmenin sağlık sistemini çürütmesi kaçınılmazdı. Hasta-hekim ilişkisinde güveni bir kez yitirdikten sonra bunu yeniden tesis etmek çok zor. Ancak elimizden geleni yapacağız” diyerek açıklamalarını noktaladı.