23 Ağustos 2024
Yenidoğan Tarama Programı Hakkında TTB Uzmanlık Dernekleri Eşgüdüm Kurulu Açıklaması
Ülkemizde doğan her çocuğun dünyada doğan tüm çocuklar gibi erken tanı ve tedaviye ulaşma hakkı vardır. Bu hak, ne çocuğun ailesinin ne de başka bir otoritenin tercihine ya da hukuki kararlara dayandırılarak çocuğun elinden alınamaz. Yenidoğan tarama testleri, halk arasında bilinen adı ile “Topuk Testi” de bu hakların arasında yer almaktadır.
Anayasa Mahkemesi’nin konuyla ilgili olumlu kararlarına rağmen bir yerel mahkeme, bir ailenin yenidoğan bebeklerine tarama testi yapılmasını istememesi üzerine, Kars İl Sağlık Müdürlüğü’nün söz konusu çocuğun sağlık tedbirlerinin alınması yönünde iş ve işlemlerin başlatılmasına yönelik yapmış olduğu başvuruyu, hiçbir bilimsel desteği olmayan gerekçe ile reddetmiştir. Açıklamada şöyle denilmektedir:
“Topuk kanı alınmasının çocuğun Anayasa ile korunan yaşam ve sağlık hakkı üzerinde yapacağı olumlu sonuçlarının tıbbi otoritelerce ispatlanmamış olması ve olası bir teşhis ve tedavinin de tıp otoritelerince hala tartışmalı olması velev ki topuk kanı ile otizmli olduğu tespit edilse dahi otizmin erken tedavisi diye bir tedavi şeklinin olmaması veya doğmuş çocuğun akraba evliliğinin önüne nasıl geçeceği izah edilemeyeceğinden, topuk kanı almanın esasen topluma veya toplum sağlığına da hizmet eden bir yanının olmaması ve WHO’nun (Dünya Sağlık Örgütü) güdülendirmesi ile neonatal tarama adı altında ne için yaptığı/yaptırdığı belli olmayan bir uygulama olması nedeniyle ve hegamonik bir dikte ile üye ülkelere dikte edilen bir uygulama olması nedeni ile talebin reddine karar verilmiştir.”.
Mahkeme bu karara varırken kaynak olarak da “Alternatif tıpçı” olduğu iddia edilen Aidin Salih adlı şahsın eserlerine atıfta bulunmuş ve bu şahsın “topuk kanı almanın çocuğa yapılacak en büyük kötülüklerden olduğunu özetle eserlerinde ifade ettiği”ni belirtip, “benzer tespitlerin pek çok STK tarafından inceleme konusu edilmiş olduğu” şeklinde bir açıklama getirmiştir.
Ülkemizde ilk olarak 1986 yılında Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi ve İstanbul Üniversitesi Pediatrik Metabolizma ve Pediatrik Endokrinoloji Bilim Dalı öğretim üyelerinin inanılmaz çabaları ile başlatılan Ulusal Tarama Programı 25 Aralık 2006 tarihinde Sağlık Bakanlığı’na devredilmiştir. Gelişmiş ülkelerdeki örneklerine oranla az sayıda hastalık (fenilketonüri, konjenital hipotiroidi, biyotinidaz eksikliği, kistik fibrozis, konjenital adrenal hiperplazi, spinal müsküler atrofi) taranmasına rağmen yıllardır başarı ile yürütülmekte olan bu program, Sağlık Bakanlığı, çocuk sağlığı ve hastalıkları, halk sağlığı ve aile hekimliği uzmanlarının ortak çabaları ve özverili çalışmaları sayesinde ülkemizdeki yenidoğan bebeklerin %99’una ulaşmaktadır. Böylece hasta olan bebeklerin herhangi bir klinik bulgu oluşmadan erken dönemde tanılarının konularak, tedavilerinin başlanması sağlanmaktadır.
Bizler yenidoğan taramasına gönül vermiş olan hekimler ve dernekler olarak Sağlık Bakanlığı ile yaptığımız toplantılarla gerek tanı konulma süresini erkene çekme gerekse tarama yapılan hastalıkların sayısını arttırmaya yönelik çalışmalar sürdürürken; hastaların erken tanı ve tedavi haklarının, herhangi bilimsel dayanağı olmayan savlarla, ellerinden alınmasının hiçbir açıklaması olamaz. Bu tutumun sürdürülmesi Ulusal Tarama Programı’nın başarıyla uygulanmasını engelleyecek ve ileride geri dönüşü olmayan olumsuz etkilere neden olacaktır. Bu karar sadece çocuklarımızda engellenebilir zekâ geriliklerinin artışına neden olmayacaktır; bu yolun açılması zincirleme olarak birçok hastalık durumunda kendi kararını veremeyecek çocuklar hakkında ailelerin keyfi kararlar alarak çocukların tanı ve tedavilerini reddetmelerine zemin hazırlayacaktır.
Bir hastanın tedaviyi reddetme hakkı en temel hasta haklarından biridir. Ancak bu karar hakkı hastanın kendisi tarafından alınacak ve kişi bu kararın sonuçlarını algılayabilecek bilinç düzeyine ulaştığında söz konusudur. Aile ise ancak tedavi seçeneği olmayan ya da tedavi yapılsa bile ilgili tedavinin çocuğa yararının tartışmalı olduğu durumlarda, ileri tedavileri reddetme hakkına sahip olmalıdır.
Bu yanlış karardan bir an önce dönülmesi, bebeklerin sağlıklı yaşam haklarının ellerinde alınmaması adına gerekli önlemlerin alınarak düzenlemelerin yapılması için başta Sağlık Bakanlığı ve Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı olmak üzere tüm yetkilileri göreve davet ediyoruz.
Saygılarımızla,
TTB UDEK Yürütme Kurulu
Türk Pediatri Kurumu
Halk Sağlığı Uzmanları Derneği
Adli Tıp Uzmanları Derneği
Akademik Geriatri Derneği
Çocuk Alerji İmmünoloji ve Astım Derneği
Çocuk Romatoloji Derneği
Patoloji Dernekleri Federasyonu
Rejyonal Anestezi Derneği
Sualtı ve Hiperbarik Tıp Derneği
Türk Anatomi ve Klinik Anatomi Derneği
Türk Algoloji – Ağrı Derneği
Türk Anesteziyoloji ve Reanimasyon Derneği
Türk Biyokimya Derneği
Türk Cerrahi Derneği
Türk Çocuk Ürolojisi Derneği
Türk Dermatoloji Derneği
Türk Farmakoloji Derneği
Türk Fizyolojik Bilimler Derneği
Türk Göğüs Cerrahisi Derneği
Türk Klinik Biyokimya Derneği
Türk Klinik Mikrobiyoloji Ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği
Türk Kulak Burun Boğaz ve Baş Boyun Cerrahisi Derneği
Türk Nöroradyoloji Derneği
Türk Nöroşirürji Derneği
Türk Oftalmoloji Derneği
Türk Ortopedi ve Travmatoloji Birliği Derneği
Türk Pediatrik Kardiyoloji ve Kalp Cerrahisi Derneği
Türk Pediatrik Onkoloji Grubu
Türk Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Derneği
Türk Radyasyon Onkolojisi Derneği
Türk Radyoloji Derneği
Türk Tıbbi Rehabilitasyon Derneği
Türk Toraks Derneği
Türk Yoğun Bakım Derneği
Türk Yoğun Bakım Uzmanları Derneği
Türkiye Acil Tıp Derneği
Türkiye Aile Hekimleri Uzmanlık Derneği
Türkiye Biyoetik Derneği
Türkiye Çocuk Cerrahisi Derneği
Türkiye Çocuk ve Genç Psikiyatrisi Derneği
Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği
Türkiye Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Derneği
Türkiye Milli Pediatri Derneği
Türkiye Psikiyatri Derneği
Türkiye Solunum Araştırmaları Derneği
Türkiye Ulusal Allerji ve Klinik İmmünoloji Derneği