Şifremi Unuttum

Şanlıurfa Siverek’te Köpeği Tarafından Isırılan Kişinin Kuduzdan Ölmesi Üzerine Soruşturma Başlatıldı

15 Temmuz 2023

Siverek’te köpeğinin kendisini ısırması sonrasında kuduz mikrobuna yakalanan ve hayatını kaybeden 28 yaşındaki Lütfü Seray’ın yakınları Hürriyet’e konuştu. Genç mimarın aynı gün içinde, geciktirmeden kuduz aşısını olduğunu ve 4 doz aşısını da Sağlık Bakanlığı’nın önerdiği şekilde yaptırdığını açıklayan akrabaları buna rağmen hayatını kaybeden Seray’ın neden hayatını kaybettiğini merak ediyor. Konu hakkında görüşlerine başvurduğumuz Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları (KLİMİK) Derneği Başkanı ve İnfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Serap Şimşek-Yavuz, “Aşının yüzde 100’e yakın bir koruyuculuğu var. Ancak el bileği, baş bölgesi, yüz gibi beyne veya sinirlere yakın bölgelerde oluşan ısırıklar çok tehlikeli. Bu tür durumlarda hastalara aşı yapılırken aynı zamanda immünoglobülin verilmeli, mümkün olduğunca hemen dikiş atılmamalı veya kanamayı durdurmak için dikiş atılmak zorunda kalınıyorsa da sık olmayan dikişler atılmalı” dedi.

Lütfü Seray’ın köpeğinin bir süre kaybolduğu ve bulunduktan sonra saldırgan davranışları nedeniyle hemen veterinere götürdüğü öğrenildi. Seray’ın sağ el bileğinden ısırıldığı ortaya çıkarken, immünoglobülin verilip verilmediği ise bilinmiyor. Geçtiğimiz yıl kasım ayında da Bitlis’te bir köpeğin ısırdığı 10 yaşındaki Mustafa Erçetin isimli talihsiz çocuk da kuduz nedeniyle tedavi altına alınsa da hayatını kaybetmişti. Kesin bir tedavisi bulunmayan kuduz için hemen ısırılan bölgenin su ve sabun ile yıkanması, hiç vakit kaybetmeden aşı yapılması ve riskli durumlarda aşının antikoru oluşana kadar immünoglobülin verilmesi gerekiyor.

“KUDUZ SİNİRE ULAŞIRSA AŞI DA FAYDA ETMİYOR”

KLİMİK Derneği Başkanı Prof. Dr. Serap Şimşek-Yavuz: Aşının yüzde 100’e yakın bir koruyuculuğu var. Ancak el bileği, baş bölgesi, yüz gibi beyne veya sinirlere yakın bölgelerde oluşan ısırıklar çok tehlikeli. Bu tür durumlarda hastalara aşı yapılırken aynı zamanda immünoglobülin verilmeli, mümkünse hemen dikiş atılmamalı veya kanamayı durdurmak için dikiş atılmak zorunda kalınıyorsa da sık olmayan dikişler atılmalı. Ancak çok nadiren bazı vakalarda hem immünoglobülin hem aşı yapılmasına rağmen kişiyi korumayabiliyor. Bu çok nadir gördüğümüz bir şey ama kişinin vücudunda antikor üretmekte bir sıkıntı olabiliyor ya da bunu engelleyen bir ilaç kullanıyor olabiliyor. Bu hastadaki durumu bilmiyorum elbette ama genel olarak kuduz için konuşuyorum. Burada sıkıntı kuduz mikrobunun sinire ulaşması. Sinire ulaştıktan sonra ne immünoglobülin ne de aşı fayda etmez. O nedenle bir ısırık varsa hemen, hiç vakit kaybetmeden aşı öneriyoruz. Ancak ısırık derinse, mikrop sinire ulaşırsa artık yapacak hiçbir şey kalmıyor. Bu durumda ne aşı ne immünoglobülin fayda etmiyor.

EVCİL VE SOKAK HAYVANLARINA HER YIL KUDUZ AŞISI YAPILMALI

Kuduz mikrobu herhangi bir sinir yerleşirse ve beyne ulaşırsa hastaların kurtulma imkânı kalmıyor. Bu nedenle kuduz aşısı için hiç vakit kaybetmeden ve ısırılma gerçekleştikten hemen sonra aşı olmak gerekiyor. El, yüz, baş bölgesine yakın bölgelerde gerçekleşen ısırılmalar çok daha riskli çünkü mikrobun beyne yerleşmesini hızlandırıyor. Tırmalama da ısırılma kadar olmasa da riskli çünkü hayvanın salyasından bulaşsa dahi kuduz mikrobu tırmalamada da risk var. Ayrıca evcil hayvanların ve sokak hayvanlarının hepsinin her yıl kuduz aşısının yenilenmesi gerekiyor. Eğer evcil hayvanınız varsa evden kaçma, kaybolma riskine karşı her yıl kuduz aşısının yapılması önemli.

Haber İçin Tıklayınız