21 Haziran 2022
Kene ısırmasıyla ortaya çıkan Kırım Kongo Kanamalı Ateşi’nin (KKKA) erken teşhis edilebilmesi için PCR testi geliştirilecek. Prof. Dr. Öner Ergönül, koronavirus için kullanılan molnupiravir gibi bazı ilaçların KKKA’daki etkinliğini de araştırdıklarını söyledi.
Karaciğeri hedef alarak ateş, halsizlik, iştahsızlık, kas ve baş ağrısı, bulantı, kusma, ishal gibi bulgularla seyrederek ölüme neden olabilen Kırım Kongo Kanamalı Ateşi’nin (KKKA) erken teşhisi ve tedavisine yönelik bir çalışmaya başlanıyor.
Koç Üniversitesi-İş Bankası İnfeksiyon Hastalıkları Araştırma Merkezi (KUISCID) direktörü Prof. Dr. Önder Ergönül ile KUISCID araştırmacıları, koronavirustan elde ettikleri tecrübeyle, KKKA’nın erken teşhisi için yerli PCR testi geliştirerek Türkiye’de yaygın olarak kullanılmasını hedefliyor.
COVID’den beş kat daha ölümcül olduğu belirtilen hastalığın tedavisinde alternatif ilaçlar bulmayı amaçladıklarını anlatan Prof. Dr. Ergönül, koronavirus için kullanılan molnupiravir gibi bazı ilaçların, KKKA’daki etkinliğini de araştırdıklarını, tedavide daha çok seçenek elde edilebileceğini açıkladı.
HASTALIĞIN EN ÇOK GÖRÜLDÜĞÜ BÖLGE ÇORUM
Geçen hafta Erzurum’un Şenkaya ilçesinde arkeolojik çalışma yaparken kene ısırması sonucu hayatını kaybeden 52 yaşındaki Arkeolog Murat Kurt’un ölümüyle tekrar gündeme gelen KKKA, en çok Doğu Avrupa ile Türkiye’de görülüyor. Ülkemizde ilk kez 2002 yılında tespit edilen hastalıkla ilgili, 20 yıldır çalışmalar yürüten ve bu alanda dünyadaki söz sahibi bilim insanları arasında yer alan Prof. Dr. Önder Ergönül, KKKA’nın, Türkiye için hala önemli bir başlık olduğuna işaret ederek KUISCID araştırmacılarıyla birlikte hastalığın erken teşhisi için yaygın olarak kullanılabilecek PCR testi geliştirmeye başladıklarını, tedavide etkin ilaçların tespit edilebilmesi için de büyük bir çalışma yürüttüklerini söyledi. KKKA araştırmaları, hastalığın en çok görüldüğü bölgelerden Çorum’daki Hitit Üniversitesi İnfeksiyon Hastalıkları bölümüyle de işbirliği içerisinde yürütülüyor.
‘KKKA’NIN ÖLÜM ORANI KORONAVİRUSTAN DAHA YÜKSEK’
Erken teşhisle semptomların görüldüğü ilk üç gün içinde bazı antiviral ilaçlarla ölümlerin önlenebildiğine dikkat çeken Prof. Dr. Ergönül, bu nedenle koronavirusta olduğu gibi KKKA’da da PCR testlerinin yaygın olarak her merkezde kullanılabilir hale getirilmesinin hayati önem taşıdığına dikkat çekti. Prof. Dr. Ergönül, dünyada en sık görülen ülkelerin başında geldiğimiz için hastalığın ilk başlarda ‘Tokat hastalığı’ olarak anıldığını söyleyerek “KKKA’nın ülkemizde en sık görüldüğü yerler Orta ve İç Anadolu’nun doğu kesimleri ile Karadeniz’in güney kesimleri. İlk yaz döneminde, haziran gibi vakalar yoğunlaşır, temmuz ağustos gibi azaldığını görürüz ama eylül gibi hasat döneminde tekrar artar. Çünkü bu aylar, tarımda çalışan insanların keneye maruz kaldığı zamanlardır. Son olarak üzücü bir şekilde bir arkeolog, Erzurum yakınlarında çalışırken hasta oldu ve kaybedildi. COVID-19 ile karşılaştırdığımız zaman, KKKA’da ölüm oranı çok daha yüksek. COVID-19’da en fazla yüzde 1-2 gibi ölüm oranı. Ama Kırım Kongo’ya yakalanan bütün hastalarda baktığımızda ölüm oranı %5, neredeyse 4-5 kat daha yüksek. Semptomları başlayıp hastaneye yatmış olanlarda ise ölüm oranı yüzde 10-15’leri buluyor” dedi.