21 Nisan 2022
Havaların ısınmasıyla birlikte kene popülasyonunda artış olacağı ve kene ısırması sonucu meydana gelebilecek Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığının insan sağlığını ciddi şekilde tehdit ettiği belirtilerek vatandaşlar uyarıldı.
Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığı Türkiye’de ilk kez 2002-2003 yılında görülen vakalardan sonra tanındı. Öncelikle Tokat ve Kelkit Vadisi sahasında görülen vakalardan sonra KKKA hastalığı hala varlığını koruyarak her yıl birçok insanı etkiliyor. KKKA özellikle Orta Anadolu ve Doğu Karadeniz’in Orta Anadolu’ya komşu illeri başta olmak üzere özellikle Kelkit Vadisi sahasında her yıl birçok vaka görülüyor. Hastalığa Erzincan’ın merkezinde ve ilçelerinin kırsal kesimlerinde de yaygın olarak rastlanırken, bu yıl da yine Tokat’ta yılın ilk vakası görüldü. Uzmanlar tarafından önümüzde ki günlerde KKKA vakalarının artarak devam edeceği öngörülüyor.
Öte yandan, 2011 – 2019 yılları arasında Erzincan’da her yıl ortalama 30 ile 40 hastaya tanı konularak tedavisi yapılırken, COVID-19 pandemisinin yaşandığı son 2 yılda bu sayı çok artarak yıllık kesin tanı alan vaka sayısı 100’lü rakamlara ulaştı. Hastane verilerine bakıldığında son 2 yılda yaklaşık olarak toplam 200 vaka görüldüğü tespit edilirken bu oranının bu sene içinde geçerli olacağı tahmin ediliyor.
Erzincan Mengücek Gazi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde görev yapan Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Faruk Karakeçili bu duruma COVID-19 salgını nedeniyle insanların şehir merkezlerinden uzaklaşarak kırsal alanlara yerleşme eğilimi göstermeleri, son yıllarda kenelerle mücadelede kullanılan ilaçlamaların yeterli gelmemiş olmasını, kış mevsiminin her zamankinden daha sulak geçmiş olmasını sebep olduğunu savunuyor.
Doç. Dr. Faruk Karakeçili, havaların ısınmasıyla birlikte önümüzdeki süreçte de geçen yıl olduğu gibi vaka sayılarında artış olacağını belirterek, “Malumunuz mevsim itibariyle sıcak yaz aylarına doğru girerken, bahar aylarında vaka görmeyi bekliyoruz. Açıkçası Kırım Kongo Kanamalı Ateşi her yıl bölgemizde gördüğümüz bir hastalık. Hala varlığını ciddi anlamda gösteriyor. Biz normalde son 10 yıldır, 2019’da ki pandemi dönemine kadar, 30-40 civarında vaka görüyorduk. Ancak son 2 yılda bu sayıda ciddi bir artış tespit ettik. Yani yılda 30 – 40 vaka görürken, son 2 yıl 100 civarında vaka gördük ve biraz daha ağır seyretti vakalar. Bir diğer önemli nokta Erzurum, Sivas gibi vakaların yoğun olarak görüldüğü çevre illerle de görüştüğümüz zaman oralarda da benzer durum söz konusuydu. Bunun tabii bizce birçok nedeni vardı. En başta toplumsal nedenler geliyordu.
– COVID-19 pandemisi ile birlikte kısıtlamaların artması, sokağa çıkma yasakları vs. derken insanların kırsal bölgeye bir eğilim göstermesi, oralara gidişini daha çok arttırdığını fark ettik. Yine bu kene ile mücadelede pandemiyle mücadele ile uğraşırken biraz ikinci planda kaldı. Kırsal alanlarda ilaçlamaların vs. biraz daha eksik olduğunu biliyoruz. Şimdi bu yıl yine mevsim itibari ile nisan ortalarını geçtik.
– Bu sene çok yağışlı ve biraz da soğuk geçti. Henüz ilimizde kesin vaka görmedik ama havaların ısınmasıyla birlikte muhtemelen vakalar gelmeye başlayacaktır ve Ekim – Kasım ayına kadar da sürecektir. En büyük vaka yoğunluğunu Mayıs ayından itibaren görüyoruz ve Haziran – Temmuz aylarında pik yapıyor her yıl olduğu gibi. Bu açıdan da kırsal bölgede bulunan vatandaşlarımıza da özellikle uyarılarda bulunmak istiyorum. Hastalık COVID-19 ile de benzer bulgularla seyrediyor. Ateş, kas ağrısı, halsizlik vs. gibi bulgularla gelip kanamayla seyredebiliyor ki, ciddi ölümlere sebep olabiliyor. Bu açıdan da kırsal bölgede bulunan vatandaşlarımızın hastalıklara karşı uyanık olması, şikâyetleri başladığı zaman, bu tarzda bulgular görüldüğü zaman hemen sağlık kuruluşlarına başvurmaları gerekiyor ki, tanı konan hastalarda erken müdahale ve tedavi ile biz gerekli destek ve bakımı verebilelim” dedi.