Sağlık çalışanları dünyayı sarsan pandemiye karşı son iki yıldır aralıksız bir şekilde canlarını ortaya koyarak çalıştılar, çalışıyorlar. İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji uzmanları olarak, farklı branşlardan meslektaşlarımız ve sağlık çalışanı arkadaşlarımızla en ön saflarda birlikte çalıştık. Bu çabalarımızın takdir edilmesi bir yana, son zamanlarda yılların birikiminin ürünü olan bu özel emeğimizi azımsayan ve küçümseyici açıklamalar meslektaşlarımızın şevkini kırmaktadır. Türkiye’nin gururu olan sağlık ordumuzun giderek daha fazla üyesinin, maruz kaldığımız süreklileşen sözlü ve fiziksel şiddet, güvensizlik ortamı, maddi güçlükler, saygı ve manevi takdir görmeme gibi nedenlerle ülkeyi terk etmeye yönelmeleri hepimizi üzmektedir. Ülkenin geleceğini tehdit eden ve bir halk sağlığı sorununa dönüşeceği mutlak olan bu soruna köklü çözümler aramak yerine aşağılayıcı bir söylemin tercih edilmesi bizleri derinden yaralamaktadır.
Bilinmesini isteriz ki, bu memleket bizimdir. Gidenlerimiz olabilir. Çok temel sorunlar nedeniyle gitseler de ülkemizde insanca çalışacakları, hizmet ve bilim üretecekleri güvenli ortamlar, saygı ve takdir görecekleri koşullar oluştuğunda geri döneceklerinden kimsenin şüphesi olmamalıdır. Bizler Türk halkının gururu olan sağlık çalışanlarıyız, köklerimiz 100 yıl önce ülkemizi işgalden kurtaran tıbbiye geleneğinden gelir. Her durumda halkımızın yanındayız. Bu zor günler elbet geçecektir ve bizim insanlık için, bilim için, bu güzel ülke için fedakarca çalışmalarımız 100 yıl önceki heyecanla sürecektir. |