6 Haziran 2021
KLİMİK Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Önder Ergönül, Pfizer-BioNTech COVID-19 aşısına karşı oluşan tereddütü ve nedenlerini anlatıyor. Yazıda ayrıca Türkiye’nin dünyadaki durumunu değerlendiriyor.
Günlerden 23 Nisan 2021. Aşı yaptırmak için İstanbul’un büyük hastanelerinden birine doğru yürüyorum. Sokaklar, İstanbul ölçülerine göre sakin ama tamamen boş değil. Oysa sokağa çıkma yasağı var.
İnsanlar genelde sessiz ama endişeli görünüyorlar. Endişe az bile, Türkiye, 23 Nisan 2021’de günlük 100 bin kişide hasta sayısı açısından dünyada birinci ülke. Türkiye’de Nisan ayında her gün her 100 bin kişide 60-75 yeni COVID-19 olgusu bildirildi. Günlük yeni olgu açısından, bu sayı dünyada en üst sırada yer aldı. Hindistan’ı da geride bıraktık. Bunu düşünmek bile çok ilginç. Tarihsel bir an olduğunun kaç kişi farkında acaba? Peki, ya çok zorlu bir sınavla karşı karşıya olduğumuzun?
Tam bir yıl önce, pandeminin ilk evresinde Türkiye’de salgın bu kadar kötü değildi. İtalya, İspanya, ABD ve Fransa’ya bakıp, Türkiye hiç de fena değil diyorduk. Çoğu kişi, pek çok meslektaşımız Türkiye’nin bu göreli başarısının nedenlerini sıralamaya çalışıyordu. Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği (KLİMİK) başkanı, alınan önlemlerin gecikmesi nedeniyle “umarım İtalya’dan kötü olmayız” diye uyarmıştı ve nefret mesajlarına maruz kalmıştı. Biz hiç İtalya kadar kötü duruma düşer miydik? Ama tam bir yıl sonra, pek çok ülke pandeminin etkilerini kontrol altına alıyorken, birdenbire dünyanın en kötü durumda ülkesi haline nasıl geldik? Rakamlara yeniden ve yeniden baktığımızda, Türkiye’nin, 100 binde görülen günlük olgu sayısında bir numara olduğunu görmek gerçekten çarpıcıydı.