30 Haziran 2016
Emine UYAR
İzmir
AKP’nin kadrolaşmada ve paralı sağlıkta yeni hamlesi, Sağlık Bilimleri Üniversitesi’ni Dr. Fatih Sürenkök ile konuştuk.
Türkiye çapında faaliyet gösteren 55 Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin, 2015 yılında çıkarılan torba yasa içerisinde yer alan bir madde ile İstanbul’da kurulan Türkiye Sağlık Bilimleri Üniversitesi’ne bağlanması kararlaştırıldı. Son olarak İzmir’in köklü hastaneleri olan Tepecik Eğitim ve Araştırma, İzmir Eğitim ve Araştırma (Bozyaka), Suat Seren Göğüs Hastalıkları ve Cerrahisi Eğitim ve Araştırma ile Behçet Uz Çocuk Hastalıkları ve Cerrahisi Eğitim ve Araştırma hastaneleri, Sağlık Bakanlığı ile Türkiye Sağlık Bilimleri Üniversitesi arasında yapılan protokolle bu üniversiteye bağlandı.
12 LİRA OLAN ÜCRET 20 LİRAYA ÇIKTI
Yaklaşık üç hafta önce gerçekleşen ve hastanelerde çalışan doktorundan sağlık emekçisine, akademisyenlere kadar kimsenin haberdar olmadığı değişiklik, ilk olarak halkın cebine yansıdı. Bu hastaneler artık üniversite hastanesi sayıldığı için 12 lira olan muayene ücreti 20 liraya çıktı.
Türkiye Sağlık Bilimleri Üniversitesi’nin, YÖK’te belirtilen organlarla birlikte Sağlık Bakanlığı müsteşarı, rektör, bakanın seçeceği iki üye ile Yükseköğretim Kurulu tarafından seçilen profesör unvanına sahip bir üyeden oluşan mütevelli heyeti olacak. Bu da yönetimlerin tamamen Hükümete bağlı olacağı anlamına geliyor.
İzmir Kuzey Bölgesi Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreteri Doç. Dr. Ahmet Emin Erbaycu, “Üniversite statüsü kazanan eğitim ve araştırma hastaneleri faaliyetlerini devam ettirecek. Ancak farklı olarak, Sağlık Bilimleri Üniversitesi bu hastanelerden üniversite kadrolarına atama yapacak” şeklinde açıkladı uygulamayı.
‘HALKA, ÇALIŞANLARA VE AKADEMİYE YARARI BİR YOK’
TTB’nin önceki Merkez Konsey Üyesi olan ve Tepecik Hastanesinde yıllardır emek veren Dr. Fatih Sürenkök ise, söz konusu uygulamanın ne Türkiye’deki sağlık bilimine, ne çalışanların çalışma koşullarına ve ne özlük haklarına ne de halkın kaliteli sağlık hizmeti almasına hizmet etmeyeceğini söyledi.
Uygulamayla, Sağlık Bakanlığı’nın eğitim hastanelerindeki akademik kadroları kendi inisiyatifine alacağına dikkat çeken Sürenkök, aynı zamanda bakanlığın kendine yakın olan kadroların doçent ve profesör olmasını sağlayacağını da dile getirdi.
Halkın aldığı sağlık hizmetinin kalitesinin arttırılmadan ücretinin arttırıldığını belirten Sürenkök, “Üç hafta öncesine kadar 12 liraya hizmet alan bir vatandaş, şu anda buralar üniversite hastanesi oldu diye 20 lira muayene ücreti ödemeye başladı. Kimse bunun farkında bile değil” dedi.
Tepecik’te bir günde 12 bin adet poliklinik yapıldığını ifade eden Sürenkök, “Birden bire yüzde 60-70 ücret artışı oluyor. Üç gün sonra burada akademik kadrolar ilan edilecek. Bu akademik kadrolar yıllardır eğitim hastanesinde hizmet vermiş doçent veya uzman insanlara verilmeyecek. Tamamen kendi yandaşlarını buralara atayacaklar. Büyük illere, yıllardır halka iyi hizmet veren bu hastaneleri bir şekilde buralara gelemeyen, yaklaşamayan kadroları bu tarafa almak için çok güzel bir yöntem oluyor” dedi.
BİLİM SİYASİ OTORİTEYE BIRAKILIYOR
Söz konusu uygulamanın bilimi tekelleştirdiğine dikkat çeken Sürenkök şunları söyledi: “Bilim Sağlık Bakanlığı’nın tekeline alınmış oluyor. Üniversitenin bağımsız olması gerekiyor, ama Sağlık Bakanlığı gibi siyasi bir otoritenin elinde. Hükümetin güdümünde, mütevelli heyeti tamamen Bakanın atadığı insanlardan oluşuyor. Böyle bağımsız bir üniversite olur mu? Bilim anlamında bağımlı, çalışma şartları açısından bağımlı. İnsanların ataması anlamında bağımlı.”
Türkiye genelinde yardımcı doçent, doçent ve profesör olarak açılmış bulunan 2 bin 300 kadronun bağımsız kurullar tarafından oluşturulmuş sınavlardan geçerek değil, daha önce de yaşandığı gibi tamamen kendi istedikleri kişilerle doldurulacağına dikkat çeken Sürenkök, “Tıp eğitimine de, uzmanlık eğitimine de, halkın sağlık hakkına da bir yararı olmayacak. O zaman ne işe yarayacak bu uygulama?” diye sordu.