Sağlık Torbası Komisyondan Nasıl Geçti?
27 KASIM 2013
“Sağlık Torba Tasarısı’nı Genel Kurul’un iade etmesi üzerine, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonunda 21 Kasım 2013 günü akşam saatlerinde başlayan görüşmeleri 22 Kasım akşamı 22.00 sıralarında tamamlanmıştı.
Komisyonda içlerinde TTB’nin de bulunduğu sağlık meslek örgütleri ve sendikalar Tasarı’nın pek çok maddesine ilişkin eleştiri ve önerilerini dile getirmişti. Sonrasında Muhalefet partilerinden milletvekilleri tarafından da çok sayıda önerge verildiği ancak bunların reddedildiği, İktidar Partisinin çoğunluğu oluşturan komisyon üyelerinin oyları ile Sağlık Bakanlığı önergelerinin kabul edilerek görüşmelerin tamamlandığı öğrenilmiştir. Önümüzdeki günlerde Yasalaşması üzere TBMM Genel Kurulu’na getirilmesi beklenmektedir.
41 Maddelik Tasarı, Sağlık Bakanlığı’nın yeni düzenlemelere ilişkin önergeleri ile 56 Maddelik bir Tasarı haline gelmiştir. Tasarı metni esasen Türk Tabipleri Birliği’nin ‘Yeni Sağlık Torbası’na Karşı Önemli İtirazlarımızı TBMM’de Dile Getirdik[1]’ başlıklı haberi ve ekinde yer alan metinlerle aynıdır. Yalnızca;
Yeni ihdas edilen yan dal ve ana dal uzmanlıklarında istisnai yoldan uzmanlık belgesi alanlara dört yıl eğitim kurumlarında çalışma zorunluluğu getiren önerge bütünüyle geri çekilmiştir, birkaç maddede küçük değişiklikler olmakla birlikte maddelerin kapsamını ve uygulamasını değiştirecek nitelikte hiçbir değişiklik olmamıştır.
Tasarının, sermayenin doymak bilmez çıkarlarına hizmet için evrensel hekimlik ilkelerinin ve evrensel hukuk ilkelerinin çiğnendiği bir metinden ibaret olduğunu belirtmiştik. Bu niteliğinde hiçbir değişiklik olmamıştır.
Tasarının hekimler, tıp fakülteleri, asistanlar yönünden getirdiklerini alt başlıklarda tekrar bilgi için yayınlıyoruz.
Bütün Hekimler Yönünden;
3359 Sayılı Sağlık Hizmetleri Kanuna eklenmesi teklif edilen madde ile “ruhsatsız hekimlik” adı altında bir suç yaratılıp 1 yıl ile 3 yıl arasında hapis cezası ve 20 bin gün adli para cezası getiriliyor. Ancak ruhsata aykırı ilaç imal edip halk sağlığını tehdit edilmesi suç olarak görülmüyor yalnızca para cezası getiriliyor.
Kamu Kurumlarında çalışan Hekimler, Aile Hekimleri, Kurum Hekimleri ve Mahalli İdarelerde Çalışan Hekimler Yönünden
- Hekimlerin kendi adlarına bağımsız çalışmalarının yok edilmesi hedefi doğrultusunda, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu, 1219 Sayılı Yasanın 12. Maddesi ve 2547 Sayılı YÖK Kanunun 36. Maddesinde değişiklikler yapılıyor. Buna göre herhangi bir yerde çalışan hekimlerin mesai bitiminde muayenehane açmaları, poliklinikte ve tıp merkezinde çalışmaları yasaklanıyor.
- Muayenehanesi olan hekimlerin yalnızca SGK ile anlaşması olmayan sağlık kuruluşlarında çalışabilmelerine yönelik sınırlama getiriliyor.
- Kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan hekimler ile aile hekimlerinin mesai saatleri dışında aylık otuz saati geçmemek üzere işyeri hekimliği yapması düzenleniyor. Hekimlerin kendi adına bağımsız olarak ya da hekim meslektaşının açtığı işyerinde çalışması yasaklanırken işverenlerin işçisi olmasında mahsur görülmüyor.
- İşyeri hekimliğine mesai sonrası ayda en fazla 30 sınırını getirirken, hekimlerin kamu işverenleri tarafında haftada 80 saat çalıştırılmasına sınır getirilmesi talepleri reddediliyor. İşyeri hekimliğinin hekimliğin özel bilgi gerektiren bir disiplini olduğu gerçeğini yok sayıp çok tehlikeli, tehlikeli işyerleri dışında bu alanda işyeri hekimliği eğitimi şartını kaldırıyor.
- Acilde, Yoğun Bakımda ve 112’de çalışan hekimlerin nöbet ücreti % 50 arttırılıyor.
- Aile Hekimleri ve aile sağlığı elemanlarına ayda en az 16 saat Nöbet tutma zorunluluğu getiriliyor.
- Kurum hekimleri ve mahali idarelerde çalışan hekimler için de daha önce ayrıcalıkmış gibi sunulan mesai saatinden sonra işyeri hekimliği yapma “hakkı” 30 saat ile sınırlandırılıyor.
Tıp ve Diş Hekimliği Fakülteleri Öğretim Üyeleri Yönünden;
- Fakültede, devamlı statüde çalışan öğretim üyesi sayısının yüzde 5’ine kadar sözleşmeli profesör ve doçent istihdamı düzenleniyor. Bunlara döner sermayeden saat ücreti verilmesi seçme seçilme dahil pek çok akademik hakkın tanınmaması teklif ediliyor.
- Öğretim elamanlarının mesai saati bitiminde serbest meslek icrası yasaklanıyor. Yalnızca Doçent ve Profesör kadrosunda bulunan öğretim üyelerinin mesai saatleri bitiminde kurumsal sözleşme yapılmak ve geliri üniversite döner sermayesi hesabına kaydedilmek şartıyla ve mesai dışında özel hastaneler veya vakıf üniversitesi hastanelerinde çalıştırılabilecekleri düzenleniyor.
- Bu şekilde çalışmak isteyen öğretim üyelerinin her bir anabilim dalındaki kadrolu öğretim üyesi sayısının yüzde 50’ini geçmemesi, Sağlık Bakanlığı ve Yükseköğretim Kurulunca belirlenecek %50’si uygulama, %50’si de akademik faaliyetlerinden oluşacak önceki yılın performans kriterlerine göre Üniversite Yönetim Kurulları tarafından yıllık olarak belirlenmesi kararlaştırılıyor.
- Sağlık Bakanlığı ile işbirliği sözleşmesi imzalayan tıp fakültelerinde ise öğretim üyelerinin çalışmasına Üniversite Yönetim Kurulları değil Bakanlar Kurulu karar vermeye yetkili kılınıyor.
- Ayrıca kurumsal sözleşme yapılacak hastanenin, vakfın, öğretim üyesi için üniversiteye ödeyeceği ücretin, öğretim üyelerine 2547 sayılı Yasanın 58. Maddesinde belirtilen mesai dışı toplam tavan ek ödeme brüt tutarından az olmaması koşulu getiriliyor.
- Özel Hastane ve Vakıf Üniversitesi Hastanelerinin öğretim üyesinin Üniversite Döner Sermayesine ödeyeceği sözleşme ücretinin en az %50’sinin en fazla %60’nın öğretim üyesine ödenmesi kurallaştırılıyor.
- 2547 sayılı YÖK yasasının Döner Sermayeye İlişkin hükümleri içinde bulunan öğretim üyeleri için vatandaştan ilave ücret alınmayacağına ilişkin hüküm kaldırılıyor. Yalnızca Sağlık Bakanlığı Hastaneleri ile İşbirliği yapan Tıp Fakültelerinin öğretim üyeleri için öğretim üyesi farkı alınmayacağı belirtiliyor.
- Öğretim üyelerinin mesai saatleri dışında üniversitede sundukları sağlık hizmetlerinden 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 73 üncü uyarınca alınan ilave ücretlerin en az 50’sinin en fazla yüzde 60’ının mesai saatleri dışında sağlık hizmeti sunan öğretim üyesine, toplam performansı aşmamak kaydıyla ödeneceği düzenleniyor.
- Anayasa Mahkemesi ve Danıştay Kararları ışığında mesleğini mesai dışında serbest olarak icra eden veya özel kuruluşlarda çalışmakta olan öğretim üyelerinin kanunun yayımı tarihinden itibaren üç ay içerisinde bu faaliyetlerini sona erdirmemeleri halinde üniversiteyle ilişiklerinin kesileceği düzenleniyor.
Eğitim ve Araştırma Hastaneleri Eğiticileri Yönünden
- Eğitim ve araştırma hastaneleri ve üniversitelerle birlikte kullanımdaki hastanelerde çalışan profesör ve doçent unvanını haiz bulunanlar ile eğitim görevlilerinin, her bir branş itibariyle sayılarının yüzde 50’ini geçmemek, bir yıla kadar kurumsal sözleşme yapılmak ve geliri döner sermaye hesabına kaydedilmek şartıyla mesai dışında özel hastaneler veya vakıf üniversitesi hastanelerinde çalıştırılabilmelerine karar vermeye Bakanlar Kurulu yetkili kılınıyor.
- Bu hekim grubu yönünden de tıpkı tıp fakültelerinde çalışan hekimlerde olduğu gibi ücretin ek ödeme tavan miktarından az olmaması, döner sermayeye yatırılması ve yüzde ellisinin hekime ödenmesi esası kabul ediliyor.
Tıp ve Diş Hekimliği Fakültesi Öğrencileri Yönünden
Tıp fakültelerinin altıncı yılındaki, diş hekimliği fakültelerinin beşinci yılındaki öğrencilere ilgili üniversite bütçesinden oniki ay süreyle 4.350 gösterge rakamının memur aylık katsayısı ile çarpımı sonucu bulunacak tutarda aylık ücret ödenmesi kararlaştırılıyor.
Yabancı Uyruklu Asistanlar Yönünden
Tıpta ve diş tabipliğinde yabancı uyruklu kontenjanında uzmanlık eğitimi yapmakta olanlara, ilgili kurumun döner sermayesinden, döner sermayesi bulunmayan kurumlarda kurum bütçesinden, vakıf üniversitelerinde ise kendi bütçelerinden (13.000) gösterge rakamının memur aylık katsayısı ile çarpımı sonucu bulunacak tutarda ödeme yapılması düzenleniyor.
Zorunlu Hizmet Yönünden;
- 01 Ocak 2013 tarihinden önce yurt dışında meslekî faaliyette bulunan tabipler ve tıpta uzmanlık mevzuatına göre uzman olanlar ve bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce yurt dışında eğitimlerini tamamlayanların, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altı ay içinde Türkiye’ye dönmek ve en az üç yıl süreyle Türkiye’de meslek icrasında bulunmak şartıyla Devlet hizmeti yükümlüğünden muaf tutulacağı düzenleniyor.
- Beşinci ve altıncı grup ilçe merkezlerine bağlı yerleşim yerleri ile Bakanlar Kurulunca tespit edilecek il merkezi ve il merkezlerine bağlı yerleşim yerlerinde Devlet hizmeti yükümlülüğünü yerine getiren hekimlerin tekrar Devlet hizmeti yükümlüsü olduklarında istekleri dışında bu yerlere atanamayacakları düzenleniyor.
- Aile Hekimliği Eğitimine başladıkları tarihte çalıştıkları aile hekimliği birimini en az üç yıl değiştirmemek şartıyla uzmanlık eğitimini başarıyla tamamlayan hekimlerin Devlet Hizmeti yükümlülüğünü yapmış sayılacağı düzenleniyor.
Bilgilerinize saygıyla sunarız.
Türk Tabipleri Birliği
Merkez Konseyi
[1]http://www.ttb.org.tr/index.php/Haberler/torba-4135.html