25 Haziran 2013
CHP Milletvekili Aylin Nazlıaka, “gösteri kontrol ajanları” olarak adlandırılan kimyasal gazların sağlık etkileri üzerine Türk Tabipleri Birliği tarafından yapılan araştırmadan hareketle Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığına soru önergesi verdi.
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Aşağıdaki sorularımın Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.
Aylin NAZLIAKA
Ankara Milletvekili
Türk Tabipler Birliği’nin resmi web sayfasında yer alan Acil Çağrı başlıklı açıklaması aşağıda yer almaktadır.
“Ülkemizde 31 Mayıs tarihinden bu yana meşru ve barışçıl toplumsal olaylarda güvenlik güçleri tarafından “gösteri kontrol ajanları” olarak adlandırılan kimyasal gazlar vahşice kullanılmaktadır.
15 Haziran gecesi yeniden başlayan polis saldırılarının alanda hizmet veren sağlık hizmetlerini işlevsiz kılması, yaralıların tümüyle yardımsız kalması öncesinde, savunmasız kitlelerin üzerine hedef gözeterek uygulanan kimyasal gazların sağlık etkilerini deşifre etmek için Türk Tabipleri Birliği bir çalışma başlatmış ve 1 hafta içinde 11 bin kişi gazdan etkilenme bilgilerini iletmiştir.
Profesyonel maske kullananların oranı sadece % 13 olan ve % 65’i 20-29 yaş grubundaki bu kişilerin biber gazı / göz yaşartıcı gaz bulunan ortamda toplam olarak bulunma süresi sorunun boyutunu işaret etmektedir. Farklı zamanlarda farklı sürelerde maruz kaldığını belirten 11.164 yanıt vardır ve bu yanıtların sadece %10’u bir saatten az maruz kaldıklarını belirtmişlerdir. %53’ü ise farklı zamanlarda toplam 1-8 saat arasında kimyasallara maruz kaldığını belirtmektedir. %11’i ise 20-24 saat maruz kaldığını belirtmektedir. Kimyasal gazların bulunduğu ortamlarda bir günden fazla kalmanın tüm sağlık belirtilerini arttırdığı saptanmıştır. Bu veriler yanıtlayıcıların farklı zamanlarda ve sürelerde toplamda saatlerce gazla karşılaştıklarına işaret etmektedir
15 Haziran gecesi öncesinde gaz fişeği nedeniyle toplam yaralanma sayısı 788 (%7) olarak tespit edilmiştir. Bu veriler gaz bombalarının insanları hedef alarak ateşlendiğini düşündürmektedir. Bunların önemli bir kısmı ölümcül olabilecek baş, yüz, göğüs, karın bölgesine yapılmıştır. Yaralanmaların % 20’si açık yara ve kırıktır.
Yanıtlayanların yarısı yardım almış, bunların ise sadece % 5’i hastanelere başvurmuştur. Hastaneye başvuranların fişleniyor olması bunda etken olmaktadır. Gönüllü hekimleri organize eden İstanbul Tabip Odamız hakkında bu davranışın suç oluşturduğu ileri sürülerek Sağlık Bakanlığınca soruşturma açılmıştır. İstanbul’da gönüllü sağlık hizmeti verirken bir hekim ve bir tıp öğrencisi elleri kelepçelenerek gözaltına alınmıştır. Hekimleri gözaltına alma girişimleri konusunda çok sayıda bilgi ulaştırılmaktadır. Türkiye bu cadı avını hak etmemektedir.
Türk Tabipleri Birliği yaptığı çağrılarla hükümeti sorumlu davranarak güvenlik güçlerinin uyguladığı bu vahşi şiddete derhal son vermeye çağırmaktadır. Çağrısında “Türk Tabipleri Birliği olarak dünya kamuoyunu bu konuda bilgilendirmeyi görev biliyoruz, insanların demokratik taleplerinin şiddetle bastırılmasını durdurmak için harekete geçmeye çağırıyoruz. “ demiştir.
Bu bağlamda;
- Türk Tabipler Birliği, gaza maruz kalan 11 bin 164 kişiyle görüşmüştür. Elde edilen bilgilere göre bu kişilerden yüzde 53’ünün toplam 1-8 saat arasında yüzde 11’inin ise 20-24 saat kimyasallara maruz kaldığı saptanmıştır. Bu sürelerle kimyasallara maruz kalınmasının insan sağlığı üzerindeki kalıcı etkileri nedir? Hangi hastalıklara yol açmakta ya da hangi hastalıkları tetiklemektedir?
- Türk Tabipler Birliği’nin açıklamasında “15 Haziran gecesi öncesinde gaz fişeği nedeniyle toplam yaralanma sayısı 788 (% 7) olarak tespit edilmiştir. Bu veriler gaz bombalarının insanları hedef alarak ateşlendiğini düşündürmektedir” ifadelerine yer almaktadır. Emniyet güçlerine, protestolara katılanların yaşamsal tehlike yaratacak bölgelerine ateş edilmesi yönünde verilen bir talimat mı vardır? Yoksa, meydana gelen ölüm ve yaralanmalardan sorumlu olan polisler hakkında soruşturmalar başlamış mıdır?
- Bugüne kadar yaşanan olaylar, meydana gelen ölüm ve yaralanmaların güvenlik güçlerinin müdahale biçiminin en temel insan hakkı olan yaşam hakkını ortadan kaldıracak nitelikte olduğunu göstermektedir. Bu iddiaların araştırılması için bugüne kadar neden müfettiş görevlendirilmemiştir? Bu konuda açılan herhangi bir idari ya da adli soruşturma var mıdır? Konusu nedir? Hangi olayla ilgilidir?
- Hastane ya da otel lobilerinde oluşturulan geçici revirlere gaz bombası atılması ya da tazyikli suyla müdahale edilmesi savaşta bile kabul edilmesi mümkün olmayan ve suç sayılan bir unsurdur. Hastane ve otel lobilerine bu tarzda müdahalede bulunan güvenlik güçleri hakkında açılan idari ya da adli soruşturma var mıdır?
- İstanbul’da gönüllü sağlık hizmeti verirken bir hekim ve bir tıp öğrencisi elleri kelepçelenerek gözaltına alınmıştır. Savaşlarda dahi dokunulmazlıkları olan doktorlara yönelik bu emri verenler kimlerdir?
- Hastane ve geçici revirlere yapılan bu saldırılar ve eli kelepçeli gözaltına alınan doktorlar bu ülkenin İçişleri Bakanının siyasi sorumluluğuna ait değil midir? Ancak faşizm dönemlerinde görülebilecek bu manzaralar nedeniyle İçişleri Bakanı istifa etmeyi düşünüyor mu?