03 HAZIRAN 2013
Ankara ve Hacettepe üniversiteleri tıp fakültesindeki hekim ve sağlık çalışanları tarafından 3 Haziran 2013 tarihinde İbn-i Sina Hastanesi bahçesinde bir basın açıklaması yapıldı. Açıklamada, Kızılay’da gerçekleştirilen gösterilerde yaralanan vatandaşlara yardım etmek isteyen sağlıkçılara yönelik polis şiddeti kınandı.
ANKARA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ HEKİM VE SAĞLIK ÇALIŞANLARI
6 gün önce Taksim Gezi Parkı’ndaki ağaçların alışveriş merkezi yapılması amacıyla kesilmesi ile başlayan ve tüm ülkeye yayılan protesto ve eylemler gündemimizin ilk maddesidir. Tüm bu eylemler hükümetin insanların yaşama tercihlerine müdahale etmesine, tüm toplumun yaşam tarzını düzenleme çabalarına bir yanıttır. Bu eylemler ülkenin bütün ağaçlarının, derelerinin tepelerinin, hayvanlarının tüm doğa varlığının daha çok ‘kazanç’, daha çok ‘yatırım’ uğruna yok edilmesine ve Türkiye’nin doğusundan batısına silahlarla, insansız hava araçlarıyla, bombalarla, tomalarla, biber gazlarıyla, tazyikli sularla kendi halkına yaptığı zulümlere verdikleri bir yanıttır.
Demokrasilerde hükümetler sadece kendisini seçenlerin, destekleyenlerin değil tüm halkın yararını göz önünde tutmak zorundadır. İktidarlar, halklarının kendilerine biat etmesini talep edemez tam tersine halkın taleplerini demokratik yollarla dile getirmesini desteklemekle yükümlüdür.
Ne yazık ki, ülkemiz merkez basın ve yayın organları görevini yerine getirmemektedir. Uygulanan yoğun sansür, halkımızın sesimizi duymasına ve haber alma hakkına mani olmaktadır. Susan medyadan utanıyoruz. Medyanın bu suskunluğu bilgi kirliliği yaratmakta, toplumda oluşan karmaşanın boyutlarını arttırmaktadır.
Biz sağlık çalışanları; bu ülkenin aydınlık insanları olarak demokrasi ve özgürlüklerimiz için mücadele etmeye kararlıyız.
Gezi Parkı’nda başlayarak tüm ülke çapında yayılan ve destek gören bu eylemlerde polisin her fırsatta sınır tanımadan şiddet uyguladığına tanık olduk. Polisin uyguladığı şiddet orantısız olmanın yanında ANLAMSIZDIR. Polisin kendisine herhangi bir şekilde direnmeyen insanlara dahi acımasızca şiddet uyguladığına dair görüntüler mevcuttur.
Ambulansların giriş çıkışına kimi zaman engel olunmaktadır. Bu nedenle gönüllü Ankaralı sağlık çalışanları olarak; ister polis, ister eylemci olsun; bu karmaşada zarar gören vatandaşlarımıza sağlık hizmeti götürmeyi yeminimizin gereği ve GÖREV olarak görüyoruz. Bu çerçevede Cuma gününden bu yana sağlık çalışanları olarak, ihtiyaç olan her yerde yer almak için çabalıyoruz. Kafelerden kültür merkezlerine kadar, 4 duvar bulabildiğimiz her yerde revirler oluşturup hizmet veriyoruz.
Dün akşam saatlerinde polis şiddeti, insan vicdanını aşan boyutlara ulaşmıştır. Kızılay’da Kızılay AVM, Leman Kültür, Nazım Hikmet Kültür Merkezi, Mülkiyeliler Birliği’nde kurulu revirlere polis saldırısı yapılmıştır. Kapalı mekanlara biber gazı atılmasını takiben içeri giren polis ekipleri revirde bulunanlara coplarla saldırmıştır. “Ben doktorum” diyerek kendini ifade etmeye çalışan arkadaşlarımız “Doktorsan burada ne işin var?” denerek kafalarına coplarla vurularak darp edilmiş. Kimi arkadaşlarımız kafa travması nedeniyle tedavi görmekte, kimi arkadaşlarımızsa gözaltında bekletilmektedir.
Savaşlarda dahi sağlık çalışanına dokunulmaz iken Başkentimizde sağlık çalışanlarına şiddet uygulanmaktadır. Halkına hizmet amacı olan biz sağlık çalışanları her koşulda hizmeti sürdüreceğimizi bildiririz. İnsanlık suçuna dönüşen polis şiddetinin bir an önce bitmesini istiyoruz.