Şifremi Unuttum

Prof. Dr. Mehmet Doğanay’ın Şarbon Hakkındaki Basın Açıklaması

Şarbon hastalığının etkeni Bacillus anthracis’dir. Bu
hastalık  esas olarak ot yiyen  hayvanların hastalığıdır ve insanlara  hasta
veya ölen hayvanlardan bulaşır. Robert Koch (1876) hastalığın etkenini bulmuş ve
Pasteur(1881) ise bu hastalığa karşı ilk bakteriyel aşıyı hazırlamıştır.
İnsanlarda ve hayvanlarda bilinen en eski hastalıklardan biri  olmasına karşın 
şarbon  hastalığı  hala güncelliğini korumaktadır.

Mikrobun Özellikleri

Şarbon bakterisi Gram pozitif ,  oksijenli ortamda üreyen, 
bakteri vucudu içinde spor  oluşturan, 1.2-10
mm
uzunluğunda ve 0.5-2.5 mm 
kalınlığında olabilen  bir basildir.  Mikrobiyolojik besi yerlerinde  37 oC’de 
kolayca üretilebilen bir bakteridir.

Hayvan veya insan vucudunda vejetatif hale geçer, yani sporları
kaybolur. Canlı organizma dışında her bir bakteri  elipsoid görünümde bir spor
oluşturur.  Spor genellikle  bakterinin ortasında, bazen de subterminal yerleşir
ve spor bakteriyi şişirmez. Bakterinin spor formları, vejetatif formun aksine,
ısı, soğuk, ultraviyole, kuruluk, yüksek ve düşük pH, kimyasal dezenfektanlar ve
diğer bakterilerin metabolik ürünlerine son derece dayanıklıdırlar. B.anthracis
sporları 140 oC’de 30 dakikada, 180 oC’de 2 dakikada
inaktive olur. Pratikte kullanılan dezenfektanlara dirençlidir. Ancak yüksek
konsantrasyonlarda formaldehid (%5-10), gluteraldehit ( % 2-4), hidrojen
peroksid ve perasetik asit etkilidir.

Şarbon bakterisinin, hastalık oluşturmada rol oynayan  kapsülü
ve protein yapısında  toksini vardır. Kapsül ve toksinini kaybeden bakteri 
hastalık oluşturma özelliğini kaybeder.

 Türkiye ve Dünyada Durum

Şarbon dünyada gittikçe azalan  infeksiyon hastalıklarından
biridir. Henüz tamamen eradike edilememiştir. Dünyada halen her yıl 20000-100000
arasında insan şarbonu görüldüğü tahmin edilmektedir.

Batı dünyasında son 20 yıl içinde insan şarbonu oldukça
azalmıştır. Avrupa’da 1971-1980 yılları arasında toplam 10793 insan şarbonu
bildirilmiştir. Bu vakaların  %52’sinin Türkiye’den bildirildiği, %91’inin ise 6
Akdeniz Ülkesinden (Türkiye, İspanya, Yunanistan, İtalya,
Bulgaristan,Yugoslavya) bildirildiği belirtilmektedir.

Şarbon hala bazı Latin Amerika, Afrika ve Asya ülkelerinde
görülmektedir.  Bu yüz yılın en son şarbon  salgını Zimbabwe’de 1978-1980
yılları arasında yaşandı. Bu epidemide 9711 insan şarbonu görüldü ve 151’i
ölümle sonuçlandı .

Nisan 1979’da, Sverdlovsk (Rusya) şehrinde çıkan 64 kişinin
ölümü ile sonuçlanan, 96 kişiyi kapsayan şarbon salgınının, biyolojik silah
etkeni olarak çalışılan bir laboratuvarda kaza sonucu ortaya çıktığı tahmin
edilmektedir. Bu tahmin Ruslar tarafından doğrulanmamıştır .

En son  şarbon paniği Amerika’da yaşanmaktadır. Florida’da 5
Ekim 2001  tarihinde akciğer şarbonundan bir ölüm bildirildi. Çalışma
arkadaşının  burnundan şarbon bakterisi izole edildi. Bu iki vaka Boca
Raton’da lokal bir gazete ofisinde çalışan kişilerdi.  On altı Ekim 2001 
tarihine kadar Florida’da iki şarbon vakası ve bir ekspojur bildirildi. New
York’ta ise iki şarbon vakası ve üç ekspojur bildirildi. Yirminci yüz yılda
Amerika’da toplam 18 akciğer veya inhalasyon şarbonu bildirilmiş. En son
vakanında 25 yıl önce görüldüğü belirtilmektedir.  Amerika’da panik devam
etmektedir. Bu olayın biyoterörizm olduğu konusunda  genel bir fikir birliği
vardır.  İnfeksiyon kaynağı ve nasıl yayıldığı konusunda bilgiler henüz açıklığa
kavuşmamıştır.

Şarbon ülkemizde de  görülen bir hastalıktır. Görülme sıklığı
gittikçe azalmaktadır. Türkiye’de 1960-1969 yılları arasında 10724 insan
şarbonu, 1970-1979 yılları arasında 5377,  1980-1989 yılları arasında 4423 insan
şarbonu bildirilmiştir. 1990’lı yıllarda her yıl bildirilen vaka sayısı 300
insan şarbonunun altına düşmüştür.  İki binli yıllara geldiğimizde  100-150
insan şarbonu görüldüğü  tahmin edilmektedir.

Hastalık Kaynağı ve Bulaşma Yolları

Hastalık insanlara  hasta hayvanlardan direk yolla veya indirek
yolla bulaşır. Bulaşma kaynaklarına göre  hastalık; 1. endüstriyel,  2
tarımsal
ve 3. laboratuvar kaynaklı olabilir. Endüstriyel kökenli
şarbon, B.antracis sporlar ile kontamine  hayvansal ürünlerin; keçi kılı,
yün deri, post ve kemik gibi, sanayide işlenmesi esnasında oluşur. Sporların
deriye bulaşması ile deri şarbonu veya   sporların solunması  ile akciğer
şarbonu oluşur. Gelişmiş ülkelerden bildirilen şarbon olguları, genellikle 
hastalığın bulunduğu ülkelerden ithal edilen hayvansal ürünlerden
kaynaklanmaktaydı. Hayvansal ürünlere uygulanan dekontaminasyon işlemleri ile 
hastalık riski oldukça azaltılmıştır. Ülkemizde  endüstriyel orijinli şarbon
olgusu, ancak deri sanayinde zaman  zaman görülmüştür.

Tarımsal kökenli şarbon, ölen hastalıklı hayvanların kesilmesi,
derisinin yüzülmesi, etinin  kıyılması sonucu;  direk temasla deri şarbonu veya
etlerin yenilmesi ile sindirim sistemi  şarbonu gelişir. Ülkemizde görülen
şarbon olguları genellikle tarımsal kökenlidir. Hayvancılıkla uğraşanlar, kasap
ve veteriner hekimler şarbon yönünden risk gruplarını oluşturmaktadırlar.

İnfeksiyon sineklerle de mekanik olarak bulaşabilir. Zimbabwe’de
1979-1980 yıllarında çıkan büyük epidemide ahır ve at sineklerinin de büyük rol
oynadığı belirtilmektedir . İnsandan insana bulaş çok nadirdir. İnfekte yara ve
akıntı ile direk ve indirek temas sonucu infeksiyonun bulaşma riski vardır.

Laboratuvarlarda bulaş nadirdir. Dikkatsizlik sonucu infeksiyon
gelişebilir. Oldukça tehlikelidir.

Bu hastalık her yaş ve cinste görülebilir. Tarım kesiminde
çalışan orta yaş grubu bu infeksiyona daha sık yakalanmaktadır. Şarbon, bu
hastalığın görüldüğü  ülkelerde her mevsimde görülebilir. Ülkemizde, yaz ve
sonbaharda  hasta  sayısı  artmaktadır.

Neden Şarbon Sporları Biyolojik Silah Etkeni veya
Biyoterörizmde  Deneniyor ?

a.      
Üretimi kolay ve maliyeti ucuz,

b.      Şarbon
bakterisi  sporları   çevre  koşullarına  dayanıklı ve kolay taşınabilir,

c.       Şarbon
sporları solunum ile alındığında akciğer şarbonu , bazen de beyine gider  
menenjit yapar. Her iki durumda öldürücüdür.

d.      Su ve
gıdalarla  şarbon sporları alındığında öldürücü sindirim sistemi şarbonu yapar,

e.      
 Toprak ve çevreye şarbon sporları bulaştığında,  insan ve ot yiyen hayvanlar
için uzun süre (40 yıl ve daha uzun) hastalık riski oluşturur.

Hastalık Tablosu

Şarbon sporlarının vücuda  giriş yerine göre üç klinik formda
hastalık oluşturur;1-deri şarbonu, 2-akciğer şarbonu, 3-
sindirim sistemi
 şarbonu. Bu yerleşim yerlerinden herhangi birinden
mikrobun yayılması   ile sepsis ve menenjit gibi öldürücü klinik tablolar
gelişebilir. Bütün dünyada görülen insan şarbonunun %95’ini deri şarbonu
oluşturmaktadır .

1. Deri Şarbonu

Şarbon sporlarının deriye girmesi ile  hastalık belirtilerinin
ortaya çıkması arasında geçen süre  1-7 gün arasında değişir. Hastalık kaşınma
ve yanma ile başlar. Kırmızı ufak bir sivilce şeklinde başlar, 1-2 gün içinde
genişler, üzerinde içi sıvı dolu kesecikler oluşur. İçi sıvı dolu keseciğin
ortası çökük, etrafı şiş ve kırmızıdır. Yara büyür, açılır ve kabuklaşır. Rengi
siyahtır. Halk arasında bu hastalığa kara kabarcık denir.

Hastalığın şiddetine göre hastalarda yüksek ateş, yaranın olduğu
bölgelerde bezeler vardır.  Baş  boyun bölgesindeki yaralar ağır seyrede,
hastayı ölüme kadar götürebilir.

Deri şarbonu vücudun her yerinde  görülebilir.

2. Akciğer Şarbonu

Şarbon sporlarının   solunması ile  akciğer şarbonu
gelişir. Belirtiler , 2-5 gün içinde hafif ateş, kırgınlık ve yorgunluk
şikayetleri ile başlar. Başlangıç belirtileri hafiftir, 2-3 gün sürer. Bunu akut
hastalık belirtileri takip eder. Hastanın ateşi yükselir, nabzı süratlenir,
öksürük, solunum sıkıntısı ve  morarmalar gelişir. Hastada şuur bulanıklığı ve
koma gelişerek ölümle sonuçlanır.

3. Sindirim  Sistemi Şarbonu

Şarbon bakterisinin bulaştığı et, diğer gıdalar veya
içeceklerin alınmasından sonra sindirim sisteminde yaralar gelişir. Şarbon
yaraları, sindirim kanalının her yerinde görülebilir. Hastalık belirtileri
genellikle  mikroplu gıdaların yenilmesinden  2-5 gün sonra ortaya çıkar.

Hastalarda bulantı, kusma, karın ağrısı, kanlı ishal vardır. 
Hastalık başladıktan 2-4 gün sonra süratle karında sıvı toplanır .  Hasta şoka
girer ve genellikle  ölümle sonuçlanır.

Tedavi

Şarbon bakterisine bir çok antibiyotikler etkilidir.
Penisilinler hala ilk tercih edilecek antibiyotiktir. Penisilin allerjisi
olanlarda, eritromisin, tetrasiklinler, kloramfenikol ve birinci kuşak
sefalosporinler alternatif olarak seçilebilecek antibiyotiklerdir. İn vitro
siprofloksasinin de etkili olduğu gösterilmiştir. Yalnız bu antibiyotik şimdiye
kadar hastalarda kullanılmamıştır.

Deri şarbonunda cerrahi girişime gerek yoktur. Lokal,
antibiyotik içeren merhemlerin hiçbir etkisi yoktur. Deri lezyonunun lokal
pansumanının yapılması ve gazlı bezle kapatılması yeterlidir. Bu işlemler
yapılırken çevre ve sağlık personeli infekte edilmemelidir .

Korunma

Şarbon için risk altında olan kişilerin, kontamine materyallerin
infektif olduğunun farkında olmaları korunma için esastır.  Şarbon sporları
ile şüpheli bulaş düşünüldüğünde  zaman geçirmeden sağlık yetkilileri haberdar
edilmelidir.

Deri sanayi, yün işleyen teksitil sanayi, yem sanayi ( hayvan
kemiklerini ve diğer hayvansal atıkaları işleyen) gibi kuruluşların infeksiyon
kontrol programları olmalıdır.  Şarbon yönünden risk altında olanların eğitimi,
kontamine materyellerin dekontaminasyonu, endüstriyel alanda hayvansal ürünleri
işleyen, şarbon bakterisi sporları ile bulaş olasılığı olan ekipmanların düzenli
temizliğinin sağlanması, işçilerin iş elbisesi kullanmaları ve el yıkama
alışkanlığının yerleştirilmesini kapsamalıdır .

Şarbon sporları toprakta uzun süre canlılığını ve  hastalık
oluşturma yeteneğini korur. Bu nedenle tarımsal alanda, şarbonun  hastalığının
bulunduğu bölgelerde korunmada en etkili yöntem hayvanların aşılanmasıdır.
Ayrıca hastalıktan ölen hayvanların etinin yenilmemesi ve çevreyi yeniden
infekte etmemesi içinde, karkasın toprağa derin gömülmesinin  sağlanması
gerekir.

Hayvanların  aşılanmasında  şarbon spor aşısı kullanılmaktadır.
Bu aşı insanlarda kullanılmaz.

Şarbonda, insanlarda  profilaktik antibiyotik kullanımının yeri
aşağıdaki iki durum hariç yoktur.  Hayvanlar için hazırlanan canlı spor aşısının
yanlışlıkla enjekte edilen kişilere ve kontamine et yiyen kişilerde profilaktik
penisilin verilmelidir. Profilaktik amaçla 5-7 gün penisilin verilmesi ve şahsın
10 gün gözlenmesi gerekir.

Şarbon sporlarını soluduğu  tespit edilen kişilere, doksisiklin
100 mg, günde iki defa  veya siprofloksasin 250-750 mg, günde iki defa 60 gün
süreyle verilmesi önerilmektedir. Ayrıca bunlara insan için kullanılan  şarbon
aşısı  yapılmalıdır.  İnsan için kullanılan şarbon  aşısı  henüz Türkiye’de
üretilmemektedir. Dünyada, Amerika, İngiltere, Rusya ve Çin’de bulunmaktadır.

 

Prof.Dr.
Mehmet Doğanay

Erciyes
Üniversitesi,Tıp Fakültesi,

Klinik
Bakteriyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı,

38039
Kayseri

Telefon.
0352   4374819

Faks.  0352 
4378553

Email.
doganaymehmet@hotmail.com